"نتاشا" - Translation from Arabic to Turkish

    • Natasha
        
    ve Natasha, Tim, Gene ve ben akşam yemeğine çıktık. TED وذهبنا نتاشا و تيم و جين و أنا إلى العشاء.
    Gail, Natasha'nın yeni annesi, sanki mevcut hale biraz daha çılgınlık eklemek istermişçesine öz kızının doğumuna üç gün kala. TED و مما جعل الأشياء أكثر جنونا، كانت جال ، والدة نتاشا الجديدة على وشك أن تضع مولودتها بعد ثلاثة الأيام.
    Gene Natasha'ya çatal bıçak kullanmayı öğretiyor ve Natasha bir başka alet kullanma dersi veriyor. TED وكان جين يُري نتاشا كيف تستعمل الشوكة و السكين، ثم قامت نتاشا برد درس استعمال أدوات الطعام إليه.
    Otelimize döndük. Burada Gene Natasha'ya da Atlanta'nın yerini gösteriyor Bu Kore'deki üçüncü gecemiz. TED عدنا إلى غرفتنا في الفندق، وكان جين يُري نتاشا أين هي أطلنطا. هذه هي ليلتنا الثالثة في كوريا.
    Natasha bizi çıkarmaya çalışan itfaiyeci olduğunu anlamıştı TED واستطاعت نتاشا أن تميز أنهم رجال اطفاء يحاولون اخراجنا.
    12 saat sonra planladığımız gibi bir araba kiraladık ve Natasha'nın köyüne gittik TED ثم بعد 12 ساعة، قمنا باستئجار سيارة كما خططنا، و عدنا إلى قرية نتاشا.
    Rahip Keene ve Natasha otobüs durağında. TED هذا هو الأب كين مع نتاشا عند محطة الحافلة.
    ve pilot Jeff Cowley. O da Natasha ile tanıştıktan sonra yetimhaneden bir çocuk evlat edindi. TED و الطيار جيف كاولي قد عاد بالفعل، و تبنى واحدا من الأطفال الآخرين في دار الأيتام بعد أن قابل نتاشا.
    Natasha'ya yeni kuzenler, amca ve halalarını tanıtıyorlar TED هذه الليلة الأولى وكانت نتاشا ترى أقاربها و أولادهم.
    Bu noktada Natasha tek kelime İngilizce bilmiyor sadece rahip Keene'in ona öğrettiği kadar TED في هذه المرحلة لم تكن نتاشا تتحدث كلمة انجليزية واحدة، فيما عدا القليل الذي تعلمته من الأب كين.
    Şimdi herkes Natasha'ya annesi Gail'e ne kadar benzediğini söylüyor. TED كان الناس دائما ما يخبرون نتاشا كيف انها شديدة الشبه بأمها جال.
    Kodak Natasha'yı Kore'deki olimpiyatlar için tercüman olarak işe aldı TED عينت شركة كوداك نتاشا لتصبح مترجمتهم أثناء الألعاب الألومبية في كوريا.
    müstakbel kocası Jeff, Canon'da çalışıyor ve Natasha ile Olimpiyat köyünde tanışıyor TED جيف الذي تزوجها بعد ذلك كان يعمل في كانون للكاميرات، و قابل نتاشا في القرية الألومبية.
    Natasha aslında benim bu hikayeyi anlattığımı hiç dinlememişti TED الحقيقة أن نتاشا لم تسمعني أبدا أروي القصة.
    Natasha: milyon kere gördüm bu resimleri ama bugün ilk kez hikayemi sunuşunu izlerken TED نتاشا: لقد رأيت الصور ملايين المرات، لكن اليوم هي أول مرة أراه بالفعل يقدم العرض كاملا.
    Gene ile ikimiz "aman yarabbi, aman yarabbi" olduk Natasha'yı uyandırmaya gittik ama sesimizi duyuramıyorduk TED لذا فكنا نقول " يا الله.. يا الله". وكنا نحاول إيقاظ نتاشا و لم نكن نستطيع محادثتها.
    Natasha köylülere yeni ağabeyini ve babasını tanıştırmak istiyordu ve gitttiğimiz gün 60 yaşında bir adamın doğum günüydü TED أرادت نتاشا أن تعرف أباها و أخاها على كل أهل القرية، ويوم مجيئنا تصادف أن يكون هو نفسه العيد الستين لرجل--
    sonunda çifte kutlamaya dönüştü çünkü Natasha bu köyden ABD'ye giden ilk kişiydi. Bunlar sera TED لذا فقد تحول الاحتفال إلى احتفال مزدوج لأن نتاشا كانت أول شخص من هذه القرية يذهب إلى الولايات المتحدة . وهذه هي خيم البيوت الزجاجية.
    Natasha, bir çok çocuğun onu kibirli bulduğunu söyledi. çünkü kendisine birşey söylediklerinde cevap alamıyorlardı. Başlarda pek iyi İngilizce konuşamadığı anlamamışlardı. TED أخبرتني نتاشا أن العديد من الأطفال كانوا يعتقدون انها متعالية، لأنها كانت لا تجيبهم حين يحدثونها، ولم يدركوا أنها لم تكن تتحدث الإنجليزية جيدا في البداية.
    "bu böyle olmadı, onu öyle demedin" Natasha: sonra, onu sonra yapacağım. TED "لم يكن هذا ما حدث، لم يكن هذا ما قلته." نتاشا: لاحقا، سأفعل ذلك لاحقا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more