| Her seferinde bir saati kazanacağız. Bunun üstesinden beraber geleceğiz. | Open Subtitles | سوف نكون معاً كل ساعة سوف نتخطى هذا الأمر معاً |
| Kadınınız sizi teselli etmeye çalışır, "Üzülme bebeğim. atlatacağız. | Open Subtitles | وتحاول الفتاة تعزيتك بالقول عزيزي لا تقلق سوف نتخطى الأمر |
| Haydi bu kısmı geçelim, haydi direkt bunu ticarileştirmeye geçelim. | TED | دعونا نتخطى هذا الجزء، ودعونا نتجه فقط لتسويقه. |
| Ne yazık ki, diş tellerini geçip sutyen takacak yaşa geldiğinizde sorumluluk üzerinize yapışıyor. | Open Subtitles | , لسوء الحظ , عندما نتخطى العمر و نشيخ المسؤولية لا ترحل |
| 180 metre geçiliyor. 250 metreye yaklaşıyoruz, efendim. | Open Subtitles | نتخطى حاجز الـ 600 قدم ، وصولاً لـ 831 قدم ، سيدي |
| Şimdi tek yapmamız gereken 6 metrelik duvarı ve mayın tarlasını geçmek. | Open Subtitles | كل ماعلينا أن نتخطى الجدار الذي طوله عشرين قدم |
| üstesinden geleceğiz ve hayatımıza devam edebileceğiz. | Open Subtitles | , سوف نتخطى هذا و سوف نستطيع المضي قدماً |
| Her ne olursa beraber üstesinden geleceğiz, tamam mı? | Open Subtitles | مهما يكن ماسيحدث, فسوف نتخطى ذلك سويا, حسنا؟ |
| Bunun üstesinden nasıl geliriz bilemiyorum. | Open Subtitles | لا أرى أبدا كيف يمكننا أن نتخطى هذا أبدا. |
| Bunu atlatacağız, tamam mı? | Open Subtitles | سوف نتخطى هذا الأمر يا عزيزتي، حسناً؟ |
| Ama bunu atlatacağız. Sen... | Open Subtitles | ولكن ، سوف نتخطى هذه المحنة .. أنتِ |
| Bu olayları nasıl atlatacağız? | Open Subtitles | كيف يمكننا أن نتخطى هذه المحنة ؟ |
| Ama o zanlıysa, ben de olurum. Bu nedenle geçelim. | Open Subtitles | ولكن إذا كان سيكون مشتبهاً به, فسأكون أنا كذلك إذاً, دعنا نتخطى ذلك |
| Gerginligi brakp gülüp geçelim, olur mu? | Open Subtitles | إيمكننا أَنْ نتخطى شعور الإحباط ونَسْخر فقط مما حدث؟ |
| Bak, sanmıştım ki azarlama faslını geçip, yemeğe hoş geldin kısmına geçebiliriz. Açlıktan ölüyorum. | Open Subtitles | اسمع، كنت أتمنى أن نتخطى المحاضرة، ونمر مباشرة إلى عشاء الترحيب بالعودة، أنا جائعة |
| 450 metre geçiliyor. 600 olursa, iş biter. | Open Subtitles | نتخطى عمق 1500 قدم سيدي سينتهي كل شئ عند عمق 1850 قدم |
| sınırların ötesine geçmek. Bir yerde kapalı kalmadın. | Open Subtitles | من المهم أن نتخطى الأماكن التي تحوينا |
| Artık "Daha fazla konuşmadan" kısmına geçebilir miyiz? | Open Subtitles | أيمكننا ان نتخطى جزء افتعال الضجة؟ |
| Bu çok gerçek üstü bir durum olduğu için, selamlamayı atlayalım. | Open Subtitles | هذا عشوائي الأن، لذا دعينا نتخطى التحيات. |
| Onlara haber vermeden doğrudan Beyaz Saray'la temasa geçeceğiz. | Open Subtitles | حسنًا سيضطرنا هذا أن نتخطى رؤوسائهم فى البيت الأبيض |
| Hayır ama bunu geride bırakıp yeniden dost olmayı umuyorum. | Open Subtitles | كلاّ، ولكنّني آمل أن نتخطى ذلك ونكون أصدقاءً من جديد |
| Gereksiz konularda konuşma kısmını atlayabilir miyiz? | Open Subtitles | أتعلمين؟ أيمكننا أن نتخطى المحادثة البسيطة؟ |
| Görünen o ki stratejileri atlayıp yerine taktikler üzerine yoğunlaşmalıyız. | Open Subtitles | يبدو أننا يجب أن نتخطى الاستراتيجيات ونركز على التكتيكات بدلًا عنها |
| Pekala, metroseksüellik iyi de sanırım çizgiyi biraz aşıyoruz. | Open Subtitles | حسنا , التبرج شئ , و لكني . اعتقد بأننا نتخطى حدود الغرابة |
| Bunu da bir şekilde atlatırız. | Open Subtitles | نحن سوف نتخطى هذا أيضا، بطريقة أو بأخرى. |
| Bunu atlatabiliriz. Hayır. | Open Subtitles | هذا ليس صحيحا، يمكننا أن نتخطى هذا |