| Biz uyuşturucu işi yapmayız, Callahan. Film yaparız. | Open Subtitles | نحن لا نتعاطى المخدرات,كالاهان نحن نصور الأفلام |
| Bu yüzden içiyor, uyuşturucu çekiyor, restoran tuvaletlerinde yabancılarla tepişiyoruz. | Open Subtitles | لذلك نشرب ولا نتعاطى المخدرات ونضاجع الغرباء بحمامات المطاعم |
| Beyinlerimizin kimyasını ve ruh halimizi değiştirmek için uyuşturucu alabiliyoruz. Peki ya argümanlar, reklamlar, büyük fikirler... başkalarının düşüncelerini etkileme girişimleri değil midir? | TED | نتعاطى المخدرات لكي نغير التراكيب الكيميائية لعقولنا أو لنغير مزاجاتنا، وما هي الحجج أو الدعايات أو الأفكار الكبيرة إن لم تكن محاولة للتأثير على عقل الآخر؟ |
| O halde testte hata var, uyuşturucu hiç kullanmadık. | Open Subtitles | اذن انه ايجابى خاطئ, لاننا لم نتعاطى المخدرات ابداً. ولا حتى مخدر "البوبرس"؟ البوبرس: |
| Aslında biz uyuşturucu kullanmıyorduk. | Open Subtitles | إنني لا نتعاطى المخدرات, في الوقاع |
| İşte bu yüzden Monty'le ben asla uyuşturucu kullanmayız. | Open Subtitles | لهذا أنا و(مونتي) لن نتعاطى المخدرات أبداً |
| uyuşturucu alabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نتعاطى المخدرات |
| Çünkü o zamanlarda büyürken, bu "erkek kutusu"yla olan ilişkimizde, "İster misin" demek iki şeyden biriydi; seks ya da uyuşturucu, ve uyuşturucu kullanmıyorduk. | TED | لأنني كنت قد كبرت في ذلك الوقت ، وأزدادت علاقتنا مع صندوق الرجولة هذا ، هل تريد بعض من هذا تعني واحد أو إثنين ، ممارسة الجنس أو المخدرات -- ولم نكن نتعاطى المخدرات . |