"نحن لا نرى" - Translation from Arabic to Turkish

• göremiyoruz
• görmeyiz
• görmüyoruz

Cevap gözümüzün önünde ama biz göremiyoruz.
ماذا هناك؟ حسنا، أليس كذلك الجواب في أمامنا. نحن لا نرى ذلك.

Birbirimizi pek sık göremiyoruz. Niyetim şey değildi...
نحن لا نرى بعضنا البعض كثيرا ,لقد كنت أريد ..

Hiçbir zaman dalgaların gölden çıkıp gittiğini, bir araya gelip zıplayan buz kütleleri şeklinde buzullara geri döndüğünü görmeyiz.
نحن لا نرى ابداً الامواج تأتي من البحيرة لتدفع كتل الجليد الى النهر المتجمد

Biz bu radyo trafiğini görmeyiz çünkü bizim sinyal-frekans aramamız sadece konuşmalarının parçalarını yakalayabiliyor.
نحن لا نرى مرور الاَسِلْكِي هذا لأن تردد إشارة البحث لدينا تختار فقط ما يصل من اجزاء من أحاديثهم

Ve bunu netleştirmek istiyorum, biz bunu tam bir matematik eğitimi olarak görmüyoruz.
وأريد أن أوضح بجلاء، نحن لا نرى ذلك كمنهج تعليم رياضيات مكتمل

Öyleyse biz ışığı da karanlığı da görmüyoruz yer çekimini görmüyoruz, elektriği de görmüyoruz.
إذاً نحن لا نرى الظلام و لا نرى الضوء, لا نرى الجاذبية و لا الكهرباء.

Birbirimizi okulda göremiyoruz, bu yüzden burada görüşüyoruz.
نحن لا نرى بعضنا في المدرسة لذا نحن نتقابل هنا

Elbette evrenin tamamını bir kerede göremiyoruz.
جميعا هناك. وبطبيعة الحال، نحن لا نرى كتلة الكون دفعة واحدة.

Bunları artık pek göremiyoruz.
نحن لا نرى الكثير من تلك الكتب هذه الأيام

Yardımcılarımızı, dostlarımızı ve fırsatları göremiyoruz.
نحن لا نرى حلفائنا ولا نرى فرصنا

Birbirimizi istediğim kadar sık göremiyoruz.
نحن لا نرى بعضنا البعض مثلما اُحبُ

Belki gerçek halimizi göremiyoruz.
-لم أقل ذلك . لربما نحن لا نرى أنفسنا على حقيقتها.

wiLL coLson düştü onu göremiyoruz heLikopter 43 yakLaştırabiLir misin ?
لقد سقط "ويل كولسون" لا نستطيع أن نراه نحن لا نرى الموصل "كولسون"

Dışarıda bir saldırı ekibi göremiyoruz.
نحن لا نرى اي فريق اغتيال هنا في الخارج

Buradan bir şey göremiyoruz. Hem de hiç.
نحن لا نرى شىء كالمعتاد

Çok polis görmeyiz Pixie Swallow'da.
نحن لا نرى الكثير من رجال الشرطة حول بيكسي ابتلاع.

Eğer birşeyden ya da birisinden kaçmıyorlarsa... bu şehirde fazla Amerikalı görmeyiz.
نحن لا نرى الأمريكان في هذه البلدة... مالم هم هاربون من الشيء، شخص ما.

Şey, biz onu katatonik gibi görmüyoruz, sadece biraz sessiz.
،حسناً، نحن لا نرى أنها مشلولة نحن نرى أنها هادئة فحسب

Sayın yargıç, ...davalının açıkça itiraf edilen suçuna karşın, biz kasabamızın duruşmaya kadar onun iddiasını sürdürmesi için hiç bir neden görmüyoruz.
سعادتك على الرغم من ذنب المتهم المقر به نحن لا نرى داعى لإرهاق المقاطعة