| Fakat Büyük Kanyon yarları gibi kumtaşı yamaçlar da hava akımını yukarıya yansıtır. | Open Subtitles | ولكن مثل جدران الجراند كانيون, دعامات الاحجار الرملية الضخمة تصرف الهواء نحو الأعلى. |
| Ertesi sabah, mağaradan yukarıya doğru tırmandık ve buzulun tepesine olan tüm yolu yürüdük, sonunda bu çukurdan çıktık ve bu bir ilkti. | TED | في الصباح الموالي، تسلّقنا إلى خارج الكهف و تسلّقنا طيلة الطريق نحو الأعلى حتّى حفرنا هذه الفجوة للمرة الأولى. |
| Bu eğriyi yukarıya doğru çevirmeyi biliyoruz. | TED | ونحن نعرف كيف نعيد هذا المنحنى نحو الأعلى مجددا. |
| Olabilecek en kötü nokta bu. Buradan sadece yukarı doğru çıkılır. | Open Subtitles | لقد وصلتُ إلى الأسوأ، ولا يمكنني التحرّك الآن إلا نحو الأعلى |
| Bu yıldırım aşağı doğru düşmek yerine, yukarı doğru hareket ediyor. | Open Subtitles | عوضاً عن الإنطلاق للأسفل، سافر هذا البرق نحو الأعلى. |
| Eğer yeryüzünden başlayıp, yukarı doğru giderseniz gitgide daha da soğur ve stratosferin başlangıcına ulaşınca harika bir şey olur. | TED | إذا انطلقت من الكوكب ثم بدأت بالصعود نحو الأعلى ثم الأعلى فالأعلى، سيصبح الجو باردا ثم أبرد فأبرد، إلى أن تصل إلى بداية طبقة الغلاف الجوي العليا، وعندها يحدثُ شيءٌ مدهشُ، |
| Ve kime sorduğunuza bağlıdır. gerilim onu daha yukarıya çıkarabilirdi. | TED | و تبعا لمن تسأل العملية كان من المفروض أن تدفعها نحو الأعلى أكثر |
| Tam tersi oldu. Tekrar yukarıya çıktı. Gruplar daha da bölündü. | TED | تتحرك نحو الأعلى مجددا، و المجموعات الأن متفرقة |
| Oyun alanına çevrili, yukarıya değil. | Open Subtitles | ناقل بث التصوير، إنه موجه نحو النطاق و ليس نحو الأعلى |
| Oyun alanına çevrili, yukarıya değil. | Open Subtitles | ناقل بث التصوير، إنه موجه نحو النطاق و ليس نحو الأعلى |
| Şahinler, daha güzel yerlere gitmek için kanyon duvarlarından yükselirken ileriye ve yukarıya doğru süzülmek için hava akımını kullanır. | Open Subtitles | تستطيع الصقور استخدام الهواء المتصاعد من جدران الوادي للانزلاق إلى الأمام و نحو الأعلى إلى أراض أكثر تسامحا. |
| Şimdilik, Philadelphia'nın kalbinde el değmemiş bir tür vahşi doğa, eğer çitlerdeki kesik yeri biliyorsanız yukarıya doğru çıkarak tamamıyla vahşi çayırı Philadelphia şehrinin üzerinde uçuşuyor bulabilirsiniz. | TED | لذا فالآن، ما يزال هناك ذلك النوع من البرية السرية في قلب فيلاديلفيا، وإن كنتم تعرفون أين يوجد الثقب في سلسلة السياج، يمكنكم التسلق نحو الأعلى وستجدون ذلك السهل البري تماماً وهو يطفو فوق مدينة فيلاديلفيا. |
| Yönümüzü yukarıya doğru Sydney'in batısındaki çarpıcı Mavi Dağlar'a çevirdiğimizde muhteşem bir sonbahar günüydü: güneş, okaliptüs kokuları ve bir düş. | TED | و نحن نتجه نحو الأعلى يبدو مشهد الجبال الزرقاء المذهلة غربي سيدني ، كان يوما خريفيا مثاليا : أشعة الشمس ، رائحة الكافور (نوع من الشجر ) وحلم. |
| Hep yukarı doğru sürerim. | Open Subtitles | دائمًا إستخدمي الضربات نحو الأعلى |
| Kaval kemiğinin uzak ucundan yukarı doğru çık. | Open Subtitles | بدء في نهايات البعيدة وtibias والمضي قدما نحو الأعلى. |