| Batılı ülkelere biyoyakıt sağlamak, özellikle palmiye yağı, için orman tahribatı bu problemlere neden olan şey. | TED | فإزالة الغابات، وخاصة نخيل الزيت، كى نوفر الوقود الحيوي للدول الغربية الذي يسبب هذه المشكلات. |
| Eğer Cargill Çin'e sadece sürdürülebilir palmiye yağı gönderirse, Çin'deki bir tane bile şirketin çalışma şeklini değiştirmemize gerek kalmayacak. | TED | لا يجب أن نغير الطريقة التي تعمل بها شركة صينية واحدة إذا تمكننا من جعل كارغيل ترسل زيت نخيل مستدام فقط إلى الصين. |
| Bulabildiğiniz kadar çok palmiye gövdesi toplayın ve salın olduğu alana getirin. | Open Subtitles | أحضروا أي خشب نخيل تجدونه. كلما كان أطول كلما كان أفضل. |
| Marfourdi, suyunun kendi payıyla hurma ağaçlarından bir vaha yaratmış | Open Subtitles | بمشاركته الماء , قام مافوردي بإنشاء واحات من أجل زرع نخيل التمر |
| Merak etme Nickhil Arora, utanılacak bir şey yok. | Open Subtitles | لاتقلق نخيل ارورا لايوجد شئ تخجل منه |
| Desert Palm'a! | Open Subtitles | إلي مستشفي ديزيت بالم {ديزرت بالم = نخيل الصحراء} |
| O pencereden ilk defa bir palmiye görmüştüm, iki metre yoktu aramızda ama dalları siyahımsıydı. | Open Subtitles | خلال هذه النافذة رأيت أول شجرة نخيل ليست على بعد ستة أقدام ولكن النخلة كانت سوداء في جذوعها |
| palmiye ağacı şeyini kırmak istememiştim. | Open Subtitles | لم أقصد كسر طبق الزجاجي المرسوم عليه نخيل |
| Karşıma bir çöl çıktı ve bir ağacın altında uykuya daldım, palmiye ağacı. | Open Subtitles | و مشيت عبر صحراء , ثم نمت تحت شجرة. شجرة نخيل |
| Ekip bulduğu bir palmiye dalını tekneye bağladı ve aksiyon başladığında yakınlarda olmaya çalışıyor. | Open Subtitles | وربط الفريق سعفة نخيل طافية لمحاولة التأكّد أنهم على مقربة في حالة بدء الحدث. |
| Bunlardan bir tanesi de besleyici palmiye kalbini ezmek için bir dalın üzerindeki yaprakları soyarak onu tokmak gibi kullanmalarıdır. | Open Subtitles | تتضمن إحداهن تعرية سعفة نخيل واستخدامها كالمدقِّ لهرس مُغذيات جوف النخلة. |
| Küçük bir adam palmiye ağacında asılı duruyordu ve ağaç muson rüzgarı altında bir taraftan diğerine bir öne, bir arkaya sallanıp duruyordu. | Open Subtitles | فتى صغير معلّق على شجرة نخيل . و النخلة كانت تتأرجح . بسبب تلك الرياح الموسمية التي تحرك الشجرة إلى اتجاه |
| Genelde yemeklerde kullanılan palmiye yağının bir türü. | Open Subtitles | أجل، إنّه تركيب الحمض الدهني لزيت نخيل يُستعمل غالباً في الطبخ. |
| Yıkılan bir palmiye ağacının altında ezilmiş. | Open Subtitles | لقد سُحِق صدرها بسبب سقوطها من شجرة نخيل |
| Orda, başka bir palmiye ağacı, iyi olacak. | Open Subtitles | هناك، شجرة نخيل أخرى، التي سوف تكون على ما يرام. |
| Bu, Sumatra'da bir palmiye yağı plantasyonu. | TED | وهذه مزرعة نخيل الزيت في سومطرة. |
| palmiye ağaçlarıyla, plajda hamaklarla, yattığın yerden pina colladanı yudumlayacağın, içip kafa bulacağın. | Open Subtitles | أماكن بها أشجار نخيل ...ومقاعد على شواطئها الرملية ونوادل يقدمون شراب الأناناس بالكريمة ...وذلك الشراب الدخن |
| Dikkat, bir hurma ağacına doğru gidiyorsun. | Open Subtitles | يعتني بهم ، ذهبت في اتجاه شجرة نخيل. |
| Ve o meyve dolu bir hurma ağacından güç buldu ve Midyan kuyusundan akan yaşam kaynağı sudan. | Open Subtitles | و هو وجد القوه فى شجرة نخيل و الماء الذى يمنح الحياه يتدفق ببئر فى (مدين) |
| Nickhil kötü,Nick harika. | Open Subtitles | نخيل سئ,نيك رائع |
| Ne? Tatil mi? Hayır, tatil demek Palm Springs demek. | Open Subtitles | لا،العطلة عبارة عن شاطى ذو نخيل |
| Bu gerçekte nasıl göründüğü, etrafında bu yamuk halka var, 648 aileye gelir sağlayan 100 metre genişliğindeki şeker palmiyesi bandı. | TED | وهذا ما تبدو في الحقيقة، لديكم هذه الحلقة الغير منتظمة حولها، مع 100 متر واسعة من شرائح نخيل السكر والتي يمكن أن توفر دخلا لـ 648 عائلة. |