| Zanlı, Smith'de aynısı var diye son zamanlarda çenesinde yara izi yapmış. | Open Subtitles | الجاني جرح نفسه حديثا في فكه ليقلد ندبة مماثلة في وجه سميث |
| Tamam... 30 yaşında, gözünün üstünde yara var şehirde çalışıyor. Tamamdır. | Open Subtitles | حسنٌ، يناهز الثلاثين ولديه ندبة فوق عينه ويعمل في المدينة، عُلم. |
| Eğer yaptıysa annemde de bendeki gibi üç noktalı bir yara olmalı. | Open Subtitles | إن فعل، فهي تحمل العلامة التي أحملها أنا، ندبة من 3 ثقوب |
| Bugünden itibaren yüzündeki her iz için 1 peni alacaksın. | Open Subtitles | اعتباراً من الليلة ستحصل على بنس لكل ندبة على وجهك |
| Popomda leziz bir elma büyüklüğünde iz var. | Open Subtitles | حصلت على ندبة على مؤخرتي بحجم تفاحة حمراء لذيذة |
| Oğlumla aynı kış doğduklarından haberim var hilal şeklinde bir yarası olacak. | Open Subtitles | أعرف أنّه سيولد في الشتاء نفسه مثل ابني مع ندبة بشكل هلال |
| Geçenlerde yüzünde öyle yara olan bir cüce arıyorduk biz de. | Open Subtitles | كنا نبحث عن قزم مع ندبة مثل ذلك في حين يعود. |
| O kadar aç kalmak ilginç bir ruhsal yara bıraktı, bulabildiğim her otel büfesini temizliyorum. | TED | ترك الشعوربالجوع ندبة عقلية مثيرة، والذي جعلني أنقض على كل بوفيه أكل أجده، |
| Aramızda bazılarımız kollarında yuvarlak yara izleri olacak kadar yaşlılar, bu izler çocukken aldıkları bir aşılamanın izi. | TED | و الآن البعض منّا لديه ندبة صغيرة دائرية على ذراعه, أثر تطعيمنا و نحن صغار. |
| Size şaşırtıcı benzerlikler olduğunu söyledim. - Her iki avuçta da yara izi var. | Open Subtitles | أخبرتكمبأنلديهاخصائصمدهشة، على راحة كل يد توجد ندبة |
| Yüzünde, baştan aşağı, uzun, pürüzlü bir yara izi var. | Open Subtitles | هناك ندبة كبيرة وعميقة تغطى وجهة بالكامل |
| Yüzünde, baştan aşağı, uzun, pürüzlü bir yara izi var. | Open Subtitles | هناك ندبة كبيرة وعميقة تغطى وجهة بالكامل |
| Esmer, ince yüzlü bir adam, yara izi olan ve yeşil gözlü. | Open Subtitles | رجل اسمر ، نحيف الوجه ذو ندبة ، وعيون بنية |
| - Yüzündeki iz. | Open Subtitles | هناك ندبة بالوجه، لقد حصل الفتى على جرح برأسه وإحتاج إلى إجراء عملية تجميلية |
| Dikiş atılması gerekmeyecek, ama küçük bir iz kalabilir. | Open Subtitles | ،لن يحتاج الأمر للإبر لكنه قد يحصل على ندبة صغيرة جداً |
| İz kalmasına izin veremem. Gittiğimiz hastaneye yine git. Beni giderken ararsın. | Open Subtitles | لن أتركه تصبح ندبة , تعالي الى المستشفى الذي ذهبنا اليه من قبل , واتصلي بي |
| - Kontrol etmeliyiz. Patronun dediğine göre başının sol yanında bir iz olmalıymış. | Open Subtitles | نحن يجب أن نرى أذا كان عنده ندبة على جبهته الشمال. |
| Evie Zamora'nın cildi çok güzel. Kardeşini yangından kurtarırken oluşmuş, büyük bir yarası varmış. | Open Subtitles | و لديها ندبة عندما حاولتْ إنْقاذ أَخِّوها الطفل مِنْ الحريق. |
| Evet hayatının hiçbir önemi olmayan birinin yarası için 2 milyon dolar | Open Subtitles | أجل, $2 مليون من أجل ندبة على حياة ساقطة لا تساوي فلس |
| En azından havalı bir yaran oldu. | Open Subtitles | حسناً، على الأقل سيكون لديكِ ندبة لطيفة. |
| Sağ şakağından dudağının sol üstüne kadar yeni bir çizik vardı. | Open Subtitles | لديه ندبة ضخمة من صدغه الأيمن حتّى شفته السفلى |
| Birkaç tane yaram var fakat her biri bana önemli birer ders verdi: | Open Subtitles | وعندي بعض النُدَب، ولكن كل ندبة : علّمتني درساً مهماً |
| Saç naklinden oluşan yaraları gizlemek için. Ne olmuş yani? | Open Subtitles | إنها تغطي ندبة زرع الشعر لدي ماذا في ذلك؟ |
| Ayrıca onun bana açtığı bu yarayı neden yok edeyim? | Open Subtitles | و كيف أجرؤ على إزالة ندبة هو أعطاني إياها؟ |