| Yakında harika bir piknik yapacağız. | Open Subtitles | نحن لها واحدة من نزهات كبيرة لدينا في وقت قريب. |
| Metropolis'te piknik yapılmıyor mu, Bay Kent? | Open Subtitles | ألا يوجد نزهات هناك فى ميتروبولس؟ |
| İhtiyar hanımlara çörekler atacaklar ve tüm gece süren gürültülü piknikler olacak. | Open Subtitles | ألفاظ تلقى على سيدات مسنات إهتزازات كل ليلة. نزهات |
| Daha bekar partileri ve şirket piknikleri istemiyoruz. | Open Subtitles | لا نريد بعد الآن أن نقيم حفلات العزوبية و نزهات الشركات |
| Wilkes piknikleri, Wilkes barbeküleri Wilkes piyano resitalleri. | Open Subtitles | نزهات الويلكس، وحفلات شواء الويلكس |
| İşten sonra her zaman uzun yürüyüşlere çıkmayı severdi. | Open Subtitles | بعد العمل,قالت انها تحب ان تذهب في نزهات طويلة |
| Doğa yürüyüşlerine çıktığımız tüm seyahatlerimizde bunu mutlaka yaparız. | Open Subtitles | و هو تقليد رائع في كل عطلنا عندما نذهب في نزهات بالطبيعة |
| Metropolis'te piknik yapılmıyor mu, Bay Kent? | Open Subtitles | ألا يوجد نزهات هناك فى ميتروبولس؟ |
| Ona bir piknik sepeti hazırlayacağım ve iş yerinde sürpriz yapacağım. | Open Subtitles | سارتب سلة نزهات وأفاجأها في عملها |
| piknik olmayacak veya rahatça gülümsemeler. | Open Subtitles | لا نزهات ولا إبتسامات صريحة |
| Buranın sakinlerine göre, bu bölgede gündüz aile piknikleri geceleri reşit olmayanların içki âlemleri olurmuş. | Open Subtitles | وفقاً للسكان المحليين، تستضيف هذه المنطقة نزهات عائلية خلال النهار... |
| Ailesiyle yürüyüşlere çıktı. | TED | ذهب مع والديه في نزهات. |
| Onu uzun yürüyüşlere çıkart. | Open Subtitles | خذها إلى نزهات طويلة. |
| Son zamanlarda Tommy'i bizim semtin civarında kentsel doğa yürüyüşlerine çıkarıyorum. | Open Subtitles | أجل، فمؤخراً اصطحبتُ (تومي) في نزهات إلى الطبيعة |