| Sen olmadan da bu göz sorunuyla başa çıkabiliriz. Mesele bu değil. | Open Subtitles | نعم ، نحن نستطيع التعامل مع موضوع العين هذا بدونك ، هذه ليست المشكلة |
| Büyük bir fark var. Farketmez. başa çıkabiliriz. | Open Subtitles | هناك اختلاف كبير لا يهم, نستطيع التعامل مع الأمر |
| Belki altı dronla başa çıkabiliriz, ...ama iki saat on dakika boyunca FTL'e geçemeyiz. | Open Subtitles | ربما نستطيع التعامل مع ستة منهم ولكن لا نستطيع القفز الى السرعة أعلى من الضوء وحتى ساعتان وعشر دقائق |
| Birleşik Devletler, ülkenizin yeni diplomatik sınıflandırmasını tanıyana kadar evraklarınızı işleme sokamayız. | Open Subtitles | الآن، نحن لا نستطيع التعامل مع أوراقك الجديدة حتى تتعرف الولايات المتحدة على إعادة تصنيف الدبلوماسية الجديدة لبلادك |
| Birleşik Devletler, ülkenizin yeni diplomatik sınıflandırmasını tanıyana kadar evraklarınızı işleme sokamayız. | Open Subtitles | الآن، نحن لا نستطيع التعامل مع أوراقك الجديدة حتى تتعرف الولايات المتحدة على إعادة تصنيف الدبلوماسية الجديدة لبلادك |
| Ayrıca, biz bunun üstesinden gelebiliriz. | Open Subtitles | كما أننا نستطيع التعامل مع هذا الأمر |
| - ...ama sanırım üstesinden gelebiliriz. - Maymun mu? | Open Subtitles | {\pos(192,215)}ولكن أعتقد أننا نستطيع التعامل مع ذلك.ِ القرد؟ |
| - Tamam tamam! Sadece rahat ol. Bununla başa çıkabiliriz. | Open Subtitles | فلتهوني عليك, نستطيع التعامل مع هذا |
| Bağları kopartma, onları kapatma, birbirleriyle bağlantılarını kesme, çünkü tozla başa çıkabiliriz, değil mi? | Open Subtitles | لتكسير روابطهم, لإغلاقهم, و فصل وصلاتهم الواحدة بالأخرى, لأننا نستطيع التعامل مع الغبار, أليس كذلك؟ (رودني)... |