| Beni daha fazla hayal kırıklığına uğratan bunun için çözümlerin de var olmasıdır fakat biz işleri her zaman yaptığımız gibi yapmaya devam ediyoruz. | TED | وما أحبطني أكثر هو وجود حلول لهذه المشكلة. لكننا نستمر بفعل أشياء مثلما نعملها دائماً. |
| Peki Siz ne düşünüyorsunuz, bu yüzden sadece biz ne yaptığını yapmaya devam etmek var. | Open Subtitles | حسناً ، لقد فعلت ، إذاً يجب أن نستمر بفعل الشيء الذي نستطيع أن نفعله |
| Söylemek istediğim, ne yapıyorduysak onu yapmaya devam edeceğiz. | Open Subtitles | النقطة هي، أننا نجب أن نستمر بفعل الشيء الذي نفعله |
| Bunu yapmaya devam edeceksek ondan ayrılman gerekecek. | Open Subtitles | نحن نستمر بفعل هذا وانت سوف تهجرها لأجلي |
| Başka biri gelene kadar bunu tekrar tekrar yapmaya devam edelim. | Open Subtitles | اذًا نستمر بفعل هذا مرارًا وتكرارًا حتى نصل لشخص أخر |
| Bombacıyı bulana kadar bunu yapmaya devam etmemiz gerekiyor. Lütfen, deniyorum. Deniyorum. | Open Subtitles | -يجب أن نستمر بفعل هذا الى أن تعثر على المفجر ـ أرجوك، أنا أحاول، أنا أحاول |
| Hadi, bunu yapmaya devam edelim. | Open Subtitles | هيا دعينا فقط دعينا فقط نستمر بفعل هذا |
| O yüzden bunu yapmaya devam etmeliyiz. Tamam. | Open Subtitles | ولهذا السبب يجب علينا أن نستمر بفعل ذلك |
| Adam, böyle yapmaya devam edemeyiz. | Open Subtitles | (آدم)، لا يمكننا أن نستمر بفعل هذا |