"نشأت على" - Translation from Arabic to Turkish

    • büyüdüm
        
    Ben 48. ve 7. Cadde'nin köşesinde büyüdüm. Kilisenin yanında. Open Subtitles لقد نشأت على زاوية شارع 48 والجادة السابعة، بجوار الكنيسة.
    Ben bilim-kurguyla büyüdüm. TED لقد نشأت على جرعات دائمة من الخيال العلمي
    Biliyorum. Ben orada büyüdüm. Open Subtitles بل يوجد، أعرف أنه موجود نشأت على الإيمان بهذا
    Şehrin sahilindeki , beni bulan ailemin evinde, ve nehir kıyısında büyüdüm. Open Subtitles لقد نشأت على الواجهة البحرية للمدينة فى بيت والداى بالتبنى اللذان أنقذانى من النهر
    Etrafımda gaz kokusuyla büyüdüm kömür yağı, gazyağı, yanan her şey. Open Subtitles لقد نشأت على رائحة الجازولين تلك نفط، كيروسين أي شيء قد يحرق
    Biliyorsun buradan on blok kadar ileride büyüdüm, ama burası aklımı başımdan alıyor Carmen. Open Subtitles أتعلمون لقد نشأت على بعد عشرة مبان من هنا ولكن ها المكان يبهرني
    - Bununla büyüdüm. Ben Bronx'luyum... - Esas ben bununla büyüdüm. Open Subtitles أنا أحب ذلك لقد نشأت على ذلك أنا من برونكس
    Korku filmleriyle büyüdüm ve görüldüğü üzere oyuncuyum. Open Subtitles نشأت على أفلام الرعب و أنا ممثلة بشكل واضح
    Ben 43. ve 4. Cadde'nin orada, diğer kilisenin orada büyüdüm. Open Subtitles لقد نشأت على زاوية 43 شارع إلى شارع الرابع، بالقرب من كنيسة أخرى.
    Ben, 70'lerde İngiltere'nin kıyı bölgesinde büyüdüm. TED نشأت على ساحل إنجلترا في السبعينات.
    "Para kazanmak zordur." inancıyla büyüdüm. Open Subtitles نشأت على "يجب العمل بصعوبة للحصول على المال" "يجب العمل بصعوبة للحصول على المال"
    Bir gölde atlarla büyüdüm. Open Subtitles نشأت على ضفاف بُحيرة مع الخيول.
    Dostum, ben bu ruh seanslarının içinde büyüdüm. Open Subtitles لقد نشأت على جلسات إستحضار الأرواح
    - Ben fakir doğu tarafında büyüdüm. Open Subtitles لقد نشأت على الجانب الشرقي الفقير
    O zaman, not alın, baylar, çünkü ben iki nehrin ortasında büyüdüm. Open Subtitles حسنا، وتدوين الملاحظات، والأولاد، cecause لقد نشأت على نهرين.
    Lapa gibi yemekleri yiyerek büyüdüm. Open Subtitles نشأت على تناول الأطعمة المهروسة.
    Ben Chicago'nun batı yakasında büyüdüm, ve bir... bir çocuk vardı, Rich Tannen, benim peşime düşerdi. Open Subtitles لقد نشأت على الجانب الغربي من شيكاغو، وكان هناك... كان هناك هذا الطفل، ريتش تانين،
    Endişelenme, böyle bir gemide büyüdüm ben. Open Subtitles لا تقلق، لقد نشأت على سفينة كهذا
    -Cubs'ı düşman belleyerek büyüdüm. Open Subtitles - نشأت على كره فريق الـ"كابز". ‏ - وأنا نشأت على كره الـ"كاردينالز".
    Hey, hey, benim hakkımda bilmediğin bir şey bu. Botlarda büyüdüm ben. Open Subtitles هناك ما لا تعرفينه عني نشأت على القوارب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more