| Medya'nın inanmamızı istediğinin aksine çok güvenli bir dünyada yaşadığımızı düşünüyorsun. | Open Subtitles | بغض النظر عما يجعلنا الاعلام نصدقه انت تظنين اننا نعيش في عالم آمن جدا |
| Gerçek katilin inanmamızı istediği şeye inandık. | Open Subtitles | صدقنا ما أراد القاتل الحقيقي منا أن نصدقه |
| O akşam olanın kaza olduğunu söyleyince, ona inanmadık. | Open Subtitles | وعندما أخبرنا بأن ما حدث كان مجرد حادثة نحن لم نصدقه |
| Wink bize annenle bir karavanda yaşadığını söyledi ama ona inanmadık. | Open Subtitles | قال (وينك) أنك تعيش في مقطورة مع والدتك لكننا لم نصدقه |
| Ne görmek istiyorsak onu görür ve neye inanmak istiyorsak ona inanırız. | Open Subtitles | نرى مانريد رؤيته فحسب ونصدق مانريد أن نصدقه |
| Sadece biz inanmıyoruz ABD Savcılığı da inanıyor. | Open Subtitles | ، ليس وأننا نصدقه فحسب . بل وكذلك المدعي العام |
| Yani siz, "inanıyoruz çünkü kanıtlar kayanın içindedir" mi diyorsunuz? | Open Subtitles | هل تعني هذا حقاً ، أم أننا نصدقه بسبب الأدلة موجودة؟ -هذا ما أقوله |
| Öyle olduğunu inanmamızı istiyorlar. | Open Subtitles | هذا هو ما يريدون أن نصدقه عنهم |
| ya da bu sadece onların bizim inanmamızı istediği şeydir. | Open Subtitles | أو أنّ ذلك ما يريدوننا أن نصدقه. |
| - Belki de inanmamızı istediği şey budur. | Open Subtitles | أجل، ربما هذا ما يريدنا أن نصدقه. |
| - Belki de inanmamızı istediği şey budur. | Open Subtitles | أجل، ربما هذا ما يريدنا أن نصدقه. |
| Ona inanmadık. | Open Subtitles | نحن فقط لم نصدقه |
| Ona inanmadık. | Open Subtitles | نحن لم نصدقه. |
| Ancak zamanında bir bilge hiçbir zaman sırf inanmak istiyorsun diye bir şeye inanma demiş. | Open Subtitles | لكن رجل حكيم قال مرة إننا يجب ألاّ نصدق شيئاً فقط لأننا نريد أن نصدقه |
| Dediği doğruymuş gibi gelmiyordu ama eğitimimden dolayı biliyordum ki gerçek bazen sezgilere aykırıydı, üstü neye inanmak istiyorsak onunla kolayca örtülürdü. | TED | لم أشعر أن ما قاله صحيحاً، لكنني تعلمت أثناء التدريب أن الحقيقة تأتي غالباً مخالفة للحدس، يسهل حجب الحقيقة وراء ما نريد أن نصدقه. |
| İnanmak istediğin şeylerle doldurabilir. | Open Subtitles | والعقل يخدعنا كي نصدقه |
| Sadece biz inanmıyoruz ABD Savcılığı da inanıyor. | Open Subtitles | ، ليس وأننا نصدقه فحسب . بل وكذلك المدعي العام |
| Bay Gold size inanıyor ve memnun etmesi gereken insanlar var. | Open Subtitles | السيد ( جولد ) يؤمن بك و نحن بدأنا نصدقه |
| Ona inanmıyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نصدقه |
| Pekala. Sanırım ona inanıyoruz. | Open Subtitles | حسناً اعتقد اننا نصدقه |
| Yapmadım diyorsa, ona inanırız. | Open Subtitles | ،طالما أنه يقول إنه لم يرتكبها فإننا نصدقه |