| Bir oyundaydık peynir kızartması yiyorduk ve bana baktı, gülümsedi işte o anda başka hiç kimseyle peynir kızartması yemek istemediğimi fark ettim anlıyor musun? | Open Subtitles | كنا في تلك المباراة، نأكل البطاطا مع الجبن و.. نظرت إليّ وابتسمت فعرفت ذلك.. لم اعد أريد اكل البطاطا مع الجبن مع غيرها |
| bana baktı. Korkmuştu ve ağlıyordu. Ama yardım etmeye geldiğimi umduğu belli oluyordu. | Open Subtitles | نظرت إليّ خائفة تبكي لكنها آملة أني أتيت لأقدم المساعدة. |
| Ben de iç çamaşırını verdim. Çantasının içine koydu ve nasıl bulduğumu anlamak için bana baktı. | Open Subtitles | و أعطيتها لباسها الداخليّ، فقامت بوضعه في محفظتها و نظرت إليّ لترى عمّا كنتُ أفكر. |
| Tepeden tırnağa beni süzdü. | Open Subtitles | نظرت إليّ من رأسي حتى قدمي |
| Bugün beni gördüğünde sanki kenara savurup attığın bir şeymişim gibi baktın. | Open Subtitles | هذا العصر عندما رأيتني، نظرت إليّ وكأنني خرقة تحت حذاءك |
| Ya da sadece, benle flört ediyordu, çünkü bana bakıp, "böyle söyleyeceğini biliyordum. | TED | أو ربما كانت تغازلني، لأنها نظرت إليّ وقالت، "تبادر إلي إنك ستفكرين هكذا، |
| bana baktı, köprüden atlayacağını anlamıştım. | Open Subtitles | نظرت إليّ ، و عرفتُ أنها ستقفز. |
| Seni görüp bana baktı ve "Pal, aşkın ne olduğunu çok iyi biliyorsun." dedi. | Open Subtitles | نظرت إليّ عندما رأتك وقالت: "ياصاح أتعلم ماهو الحب" |
| Acıyarak bana baktı ve "bu çok hoş" dedi | Open Subtitles | نظرت إليّ بشفقة وقالت "هذا لطيف." ، لا أكثر. |
| bana baktı ve dedi ki "Gizli güzelliği mutlaka fark et." | Open Subtitles | ،هي نظرت إليّ وقالت ."فقط أحرصي من ملاحظة الجمال الجانبي" |
| Ve ben bunun bizim evde asla işe yaramayacağını, bizim çocuklarımızın çok daha fazla gözlenmeye ihtiyaçları olduğunu şiddetle savunurken Eleanor bana baktı. | TED | وعندما إعترضت قائلا أن هذا لن ينجح أبدا في منزلنا، و أن أطفالنا بحاجة لرصد أكثر، نظرت إليّ "إليانور" و قالت... |
| bana baktı. | TED | نظرت إليّ و قالت: |
| Sonra birgün bana baktı ve dedi ki.. | Open Subtitles | ذات يوم نظرت إليّ وابتسمت |
| "Beklentili bir şekilde bana baktı ve ben bunun ardından ne olacağını biliyordum." | Open Subtitles | نظرت إليّ آملة" "وأنا أعرف ما سيحصل |
| Kadın ona "menekşe" diye seslendi ama o bana baktı. | Open Subtitles | لا، السيّدة يدعونها (فايوليت)، ولكنها نظرت إليّ. |
| - bana baktı. | Open Subtitles | لقد نظرت إليّ |
| Tam bana baktı. | Open Subtitles | لقد نظرت إليّ |
| bana baktı. | Open Subtitles | لقد نظرت إليّ |
| Tepeden tırnağa beni süzdü. | Open Subtitles | نظرت إليّ من رأسي حتى قدمي |
| Bana baktın yüzünü değişik bir şekle soktun ve hep beraber gülümsedik. | Open Subtitles | لقد نظرت إليّ... و صنعت وجهاً مضحكاً... ... |
| Bilmiyorum, ama bir şeyler var! Ve... ve eğer bana bakıp ondan hoşlanmadığını söylüyorsan... tamam, ikisine de hoşçakal diyeceğim. | Open Subtitles | لا أعلم ولكن عليك الحصول على شيء ما وان نظرت إليّ وقلت أنك لا تحبين ذلك الرجل |