| "Özür dileriz, bayanlar ve baylar bazı teknik sorunlar yaşıyoruz." | Open Subtitles | أنا آسف، سيداتي وسادتي, نحن نعاني' من عدة صعوبات تقنية، |
| Kadınlar yaş ve cinsiyet ayrımcılığından iki yönlü darbe yiyor. Bu nedenle yaşlanmayı daha farklı yaşıyoruz. | TED | تختبر النساء الضربة المزدوجة من التفرقة العمرية والجنسية، لذلك نحن نعاني من الشيخوخة بشكل مختلف. |
| Evliliğimizde ufak sorunlar yaşıyoruz. | Open Subtitles | نحن .. نحن نعاني من بعض المشاكل الزوجية الطفيفة |
| Vakitsiz bir sorun yaşadığımızı kabul ediyorum. | Open Subtitles | انظـر ، أعتـرف أننـا نعاني من بعـض المتاعـب |
| Peki ya yönetime karşı birbirimize arka çıksak ve bir tür "cenaze deliliği" yaşadığımızı açıklasak? | Open Subtitles | ماذا سيحصل لو ساندنا بعضنا البعض أمام المجلس و وضحنا أننا كلنا نعاني من من جنون الجنائز ؟ |
| Veronica ve Bobby'nin bebeğini görmeye gittiğimizde Ben'e komşumuzla ilgili birçok sorun yaşadığımızı ve polisin pek de yardımcı olmadığını söyledim. | Open Subtitles | (عندما رأينا طفل (بوبي) و(فيرونيكا أخبرت (بن) أننا نعاني من الكثير من المشاكل مع جارنا و الشرطة لم تكن مفيدة جدًا |
| Biz de elektrik kesintisi yaşıyoruz ara sıra. | Open Subtitles | نحن نعاني من انقطاعات في التيار الكهربائي |
| Parasal sıkıntılar yaşıyoruz biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أننا نعاني من مصاعب مالية. |
| Parasal sıkıntılar yaşıyoruz biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أننا نعاني من مصاعب مالية. |
| Virüs ile problem yaşıyoruz. | Open Subtitles | لا نزال نعاني من مشاكل مع هذا الفيروس |
| - Kapısıyla ilgili bir sorun yaşıyoruz. Sıkıştı. | Open Subtitles | نعاني من مشكله مع الباب، فقد علق |
| Kule,radar altimetrede sorun yaşıyoruz. | Open Subtitles | "إلى برج المراقبة، نحن نعاني من فشل في مقياس الإرتفاع الراداري." |
| Kule,radar altimetrede sorun yaşıyoruz. | Open Subtitles | "إلى برج المراقبة، نحن نعاني من فشل في مقياس الإرتفاع الراداري." |
| Sorun yaşadığımızı düşünsünler. | Open Subtitles | دعيهم يحسبون أننا نعاني من صعوبةٍ. |