| Ona, bir saat önce kaybolduğunu ve Onu bulmamız gerektiğini söyle. | Open Subtitles | أخبره أنه غادر منذ ساعة وكان يجب علينا أن نعثر عليه |
| Suç benim. Gizmo'yu bırakmamalıydım. Onu bulmamız lazım. | Open Subtitles | إنه خطأي، ما كان يجب أن أترك غزمو يجب أن نعثر عليه |
| Artık onu bulmak günlerimizi alacak. | Open Subtitles | بفضل سياستك ورأسك الصلب سوف نستغرق اياما حتى نعثر عليه الآن |
| onu bulmak için belki oraya gitmeliyiz. | Open Subtitles | أظن أنّه يجدر بنا أن نذهبَ إلى هُناك لنتحرى إذا كان بوسعنا أن نعثر عليه |
| Hala bir parçası onu bulmamızı istiyor. | Open Subtitles | .ما زال هناك جانبٌ منه يريدنا أن نعثر عليه |
| Başı dertte olabilir, onu bulmalıyız. | Open Subtitles | أعتقد أنه قد يكون في ورطة علينا أن نعثر عليه |
| Hayır. Bu yüzden de Onu bulmamız gerekiyor. Gerçeği öğrenmenin tek yolu bu. | Open Subtitles | لا، لهذا يجب أن نعثر عليه إنها الطريقة الوحيدة لمعرفة الحقيقة |
| - Ben de o yüzden seni aradım. Muhtemelen başı belada. Onu bulmamız lazım! | Open Subtitles | لهذا السبب أتصل بك، أعتقد أنه قد يكون في ورطة علينا أن نعثر عليه |
| O zaman herkes gitmeden Onu bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن نعثر عليه قبل أن يغادر أيّ شخص آخر |
| Onu bulmamız günler aldı. | Open Subtitles | استلزم الأمر عصور لكى نعثر عليه |
| Hayır, önce Onu bulmamız gerek. | Open Subtitles | كلاّ، علينا أن نعثر عليه أولاً |
| Skaldak çaresiz durumda, ölümcül ve Onu bulmamız gerek. | Open Subtitles | سكالدك يائس ومميت يجب أن نعثر عليه |
| Biz sadece kendisine ya da başka birine zarar vermeden önce onu bulmak istiyoruz. | Open Subtitles | نريد أن نعثر عليه قبل أن يؤذي نفسه أو غيره |
| Biz sadece kendisine ya da başka birine zarar vermeden önce onu bulmak istiyoruz. | Open Subtitles | نريد أن نعثر عليه قبل أن يؤذي نفسه أو غيره |
| Elimizden geldiğince çabuk onu bulmak zorundayız ve onu görürseniz sakın ola belli etmeyin. | Open Subtitles | حسناً، علينا أن نعثر عليه بأسرع ما يمكن وإذا رأيتموه |
| Sanırım Meisner H.D. bilgi alabilsin diye onu bulmamızı istiyor. | Open Subtitles | افترض ان ميسنر يريدنا ان نعثر عليه لذا المخابرات يمكنها التعامل معه |
| Millet! Siz şarkı söyleyip dans ederken, Ronaldo bir yerlerde onu bulmamızı bekliyor. | Open Subtitles | يا رفاق ، بينما تقضون وقتكم بالرقص، (رونالدو) بمكان هناك ينتظرنا نعثر عليه |
| - Bizim onu bulmamızı istemedi mi? - Öyle. | Open Subtitles | لا يريدنا ان نعثر عليه - طبعا - |
| - Elbette. onu bulmalıyız ve bulacağız da. Ama önce... | Open Subtitles | بالتأكيد، يجب أنْ نعثر عليه وهذا ما سنفعله، لكنْ أوّلاً... |
| Eğer bulamazsak, bir daha köpeklerin yanına yaklaşabileceğimi hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | إن لم نعثر عليه ,لاأتوقع أنني سأقترب من الكلاب مرة ثانية |
| İster inan, ister inanma bu markette tezgâhın iki tarafında da zevk sahibi şeyler bulmak çok zordur, bu yüzden Bulduğumuzda korumak zorunda kalırız. | Open Subtitles | إن كنتِ تصدقي أم لا الذوق السليم شيء نادر جداً هنا في المتجر على كلا الجانبين من الطاولة فعندما نعثر عليه |
| Şu anda nerede ve biz neden hala onu bulamadık? | Open Subtitles | أين هو؟ و لماذا لم نعثر عليه بعد؟ |
| Dansa gelip, Onu bulacağız. | Open Subtitles | لذا سنذهب إلى الحفل الراقص، و نعثر عليه حقاً؟ |
| Şüphelinin gerçek ismini ve biz onu bulana kadar olduğu yerde kalmasını söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها باسم المشتبه به الحقيقي والبقاء متيقظة حتى نعثر عليه |