| Bu sanki, birden bire, tanıdığımız herkesin ünlü olması gibi bir şey. | Open Subtitles | . هذا مثل ، فجأة ، كل الناس الذين نعرفهم أصبحوا مشهورون |
| tanıdığımız herkesin aşağıda eziliyor olma ihtimaline rağmen güzel bir gece. | Open Subtitles | بالرغم من الذين نعرفهم جميعا ربما يموتون تحت الارض حالياً انها.. |
| # Bir zamanlar bildiğimiz aşklardan ne kaldı geriye # | Open Subtitles | * ما الذي بقي من المحبين الذين كنا نعرفهم * |
| Onların evliliği yürüse de tanımadığımız bir çift boşansa olmaz mı? | Open Subtitles | لماذا لا يفلح زواجهم و زوجين لا نعرفهم ينتهون بالطلاق ؟ |
| Oli'yi ne kadar tanıdığımızı düşünsek de, aslında onu tanımıyoruz. | Open Subtitles | و عندما نعتقد أننا نعرفهم بشكل صحيح نكون فعلياً لا نعرفهم أبداً |
| Tamam, olayların kaydını tutan kimi tanıyoruz? | Open Subtitles | حسناً، أيّ الأشخاص الذين نعرفهم يُتابع أمور الفوضى؟ |
| tanıdığımız tüm sosyal yatırımcıları çağırmıştık. | TED | وقد أتصلنا بمستثمرينا الإجتماعيين الذين نعرفهم. |
| Toplantıda, erkek kardeşlerim tanıdığımız başka hiçbir erkeğin bulaşık yıkamadığını savundu, bizim ailemiz neden farklı olmalıydı? | TED | في اللقاء اعترض إخوتي، أن لا أحد من الفتيان الذين نعرفهم يغسل الصحون، لذا لمَ يجب على عائلتنا أن تكون مختلفة؟ |
| Dedektif, tanıdığımız insanların yarısı Mercedes kullanıyor ve bir sürü insan tanıyoruz. | Open Subtitles | أيها المحقق, نصف الناس الذين نعرفهم لديهم مرسيدس. ونحن نعرف الكثيرين |
| Eğer hala hayattalarsa, tanıdığımız bazı kişilerden şanslılar demektir. | Open Subtitles | لو أنهم ما زالوا أحياءاً فسيفيدوننا أكثر من بعض الناس الذين نعرفهم |
| Annem komşular, arkadaşlar ve bazen çok az tanıdığımız insanlar için özenle yemekler yapardı. | Open Subtitles | , كانت أمي تعد حفلة عشاء للجيران و الأصدقاء و أحياناً أناس كنا بالكاد نعرفهم |
| Ama bizim tanıdığımız adamlar uyuşturucuyla uğraşmazlar. | Open Subtitles | لكن الرجال الذين نعرفهم لا يتلاعبون بتلك المواد |
| Bizim bildiğimiz O'Neill ve Daniel Jackson, uzaylıları bu kadar memnuniyetle karşılamaz. | Open Subtitles | كولونيل اونيل ودانيال جاكسون الذين نعرفهم لن يرحبوا بالغرباء بهذا الأبتهاج |
| bildiğimiz hiçbir Asgard'lı kendisinin bu şekilde kullanılmasına izin vermez. | Open Subtitles | لا أحد من الأسغارد الذين نعرفهم سيسمح لنفسه بالمعاملة بهذه الطريقة |
| Duvarda, yerlerde, bilmediğimiz insanların tanımadığımız kadın ve erkeklerin fotoğrafları duruyordu. | TED | لكن كان هنالك صور على الحائط لأناس لم نعرفهم، رجال ونساء لم نعرفهم. |
| Özür dilerim, ama tanımadığımız kişilerden... çek kabul edemiyoruz. | Open Subtitles | أنا أسفة و لكن ليس من المسموح لنا بأخذ شيكات من أشخاص لا نعرفهم |
| aslında onu tanımıyoruz. | Open Subtitles | هكذا يتصرفون هنا و عندما نعتقد أننا نعرفهم بشكل صحيح نكون فعلياً لا نعرفهم أبداً |
| Ve Oli'yi tanıdığımızı sansak da aslında tanımıyoruz. | Open Subtitles | و عندما نعتقد أننا نعرفهم بشكل صحيح نكون فعلياً لا نعرفهم أبداً |
| Bence biz onları, büyük fetihlerinden kanunlarından, sistem ve yönetimlerinden daha ziyade, sanattaki ustalıklarından biliyoruz. | Open Subtitles | أظن أننا نعرفهم بشكل جيد من خلال فنونهم أكثر بكثير من مما نعرفه عن غزواتهم وقوانينهم ونظمهم فى الحكم |
| Yine de onu Angelicos'la nasıl bağlantı kurduğunu bilmiyoruz. | Open Subtitles | فلذا سنحاول أن نربطه بالأنهليكوسيين الذين لا نعرفهم. |
| - Şunu tekrarlayıp durma. Bir süre önce oldu, ama onları tanıyorduk. | Open Subtitles | عدنا للعزف على هذا الوتر- أعرف أن الحادثة حصلت من فترة طويلة، ولكننا كنا نعرفهم |
| Son ikisi, bizim bildiklerimiz, evet. Ama ya diğerleri? | Open Subtitles | لقد عفا عن ذانيك الإثنين الذين نعرفهم ولكن ماذا عن البقية؟ |
| tanıdıklarımıza karşı derin ve özverili sevgi duyarız ama bu empati daha ötesine nadiren uzanır. | Open Subtitles | بوسعنا أن نهتم بشدة وبشكل غير أناني حول هؤلاء الذين نعرفهم. لكن نادراً ذلك العطف يمتد إلى ما وراء رؤيتنا. |