| Biz onlara o kadar çok bilgi veriyoruz ki bizim hareketlerimizi izleyerek | TED | لأننا نعطيهم معلومات كثيرة، ويجب عليهم في أن يروا فعلا كيفية تنقلنا. |
| Hadi onlara kulak verelim böylece her yerde işe yaradığını ispat edebilsinler. | TED | دعونا نعطيهم الاهتمام حتى يتمكنوا من اثبات انها تنجح في كل مكان. |
| Bayan Riley, bizim işimiz bu çocuklara boş ümitler değil, iyi bir eğitim vermek. | Open Subtitles | سيدة رايلى وظيفتنا أن نعلم الأولاد ليس أن نعطيهم آمال كاذبة |
| Sanırım onlara birkaç hayvan ve Crystal City'e varmalarına yetecek kadar su vereceğiz. | Open Subtitles | نعطيهم خيلا وما يكفي من الماء للوصول الى كريستال سيتي - نعم - |
| Bu toplumlarda yaşayan insanlarla beraber çalışmalıyız ve onlara sorunlarını çözmek için ihtiyaçları olan araçları ve kaynakları vermeliyiz. Bunu yapmanın en iyi yolu budur. | TED | علينا أن نعمل مع الناس في هذه المجتمعات, وأن نعطيهم المصادر والأدوات التي يحتاجونها ليحلوا مشاكلهم الخاصة. |
| Bence Onları bırakıp otuz saniye önceden çıkmalarına izin verelim. | Open Subtitles | ربما يجب علينا إطلاق سراح الجميع نعطيهم 30 ثانية للبداية |
| onlara verdiğimiz, yıllarca çalışıp emek harcayarak kullanımını öğrenebilecekleri aletler değil. | TED | فنحن لن نعطيهم أدوات يتوجب عليهم دراستها لسنوات من أجل استخدامها |
| onlara Ebola araştırması için ekipman ve alan sağlamamız yetiyordu. | TED | لقد كان علينا فقط أن نعطيهم الأدوات والمكان ليستطلعوا للإيبولا |
| Amerikalılar, lüksü standart olarak görürler, biz de onlara ekstralar sunarız. | Open Subtitles | الأمريكان يحبون المفروشات الفاخرة والمترفة لذا نعطيهم اشياء زائدة مثل الراديو, |
| onlara vaat ettiğin hiçbir şeyi sağlamamız söz konusu bile olamazdı. | Open Subtitles | من المستحيل إننا نستطيع أن نعطيهم أي شيء قريب مما وعدتهم. |
| Ama sence de onlara kendilerini kanıtlamaları için bir şans veremez miyiz? | Open Subtitles | لكن ألا تعتقدي أنه الأحرى بنا أن نعطيهم فرصة ليثبتوا أنفسهم ؟ |
| onlara yapabilecekleri seçimler, alabilecekleri önlemler, hakkında öngörü aşılıyoruz. | TED | فنحن نعطيهم منحى عام يمكن ان يوضح الخيارات التي يمكن ان يقوم بها المرض لكي يحسن من وضعه |
| Umudumuzu kesmeden önce onlara bir şans vermek zorundayız. | Open Subtitles | يجب ان نعطيهم فرصة لكى يجدونا قبل ان نستسلم |
| Onlarla arkadaş olup bize sarıImalarına izin vereceğiz. | Open Subtitles | انها سوف تكون أصدقائنا وعلينا ان نعطيهم عناق. |
| Böyle insanlar bulursak, onlara çocukları hemen vermeliyiz. | Open Subtitles | إذا وجدنا أشخاصاً بهذه الصفات الأفضل أن نعطيهم الأولاد منذ الآن |
| Savaş cehennemse, cehenneme gönderelim Onları. | Open Subtitles | إذا أرادوا الجحيمِ ، فدعونا نعطيهم الجحيمَ. |
| onlara ton balıklı sandviç veriyoruz, ama tonlu sandviç istemiyorlar. | Open Subtitles | نعطيهم ساندوتش تونه0 لا يريدون ساندوتش تونة0 |
| Ne yapıyoruz peki? onlara Ritalin verip “Girişimci olma. | TED | ما نفعله هو أن نعطيهم دواء ريتالين ونقول: لا تكن من نوعية رجال الاعمال المستقلين |
| Biliyorum. Ama niye bu kadar çok hediye vermemiz gerektiğini anlamıyorum. | Open Subtitles | أعرف، لكني لا أعرف لمَ علينا أن نعطيهم الكثير من الهدايا |
| Neden geri çekilip savaşmaları için onlara şans vermiyoruz? | Open Subtitles | لذا لم لا نعطيهم فرصة الاجتهاد للنجاح وندعمهم |
| Birisi hatıramaya yaklaştığında onlara pencerede bir topak verebiliriz. | TED | حينما الأشخاص أكثر احتمالاً لأن يتذكروا, نستطيع حينها أن نعطيهم كتلة من المعلومات في ذلك الإطار. |
| - Evet. onlara konuşacak bir şey versek iyi olur. | Open Subtitles | حسناً، يستحسن أن نعطيهم شيئاً ليتحدثوا عنه |
| Ve her şeyden öte onların asla, asla arabaya binmelerine izin vermeyeceğiz. | Open Subtitles | والأولوية المطلقة ألا نعطيهم الفرصة لركوب السيّارات أبدًا |
| onlara önden bir şey ver, albümün kalanını yiyip bitirsinler. görürsün | Open Subtitles | نعطيهم القليل من المعاينة، وأنها سوف يأكل ما تبقى من هذا السجل، وكنت مشاهدته. |
| onlara biraz zaman hatta belki de bir eğitim veririz. | TED | نعطيهم القليل من الوقت وربما بعض التدريب. |
| Stacie, Treblemakers bize saygı göstermiyor ve bizim içimize nüfuz etmelerine izin verirsek onlara gücümüzü vermiş oluruz. | Open Subtitles | ستايسي ,فرقة صناع المشاكل لا يحترموننا و إذا سمحنا لهم أن يخترقونا نحن نعطيهم قوانا |