"نفاق" - Translation from Arabic to Turkish

• ikiyüzlülük
• iki yüzlülük
• iki yüzlü
• riyakarlık
• ikiyüzlüce
• ikiyüzlülüğü
• İki yüzlü mü
• yüzlülüğünü

Batı'nın 19. yüzyılda yaptığını yapıyor diye Çin'i kınamak ikiyüzlülük.
وفي توجيه الإنتقاد إلى الصين للقيام فيما قامت به حيث فعل الغرب ذلك في القرن التاسع عشر، صفعات تنمُ عن نفاق.

Bir de benim katlanmak zorunda olduğum yalanlara bir bak! Bir sürü hile, ikiyüzlülük!
انظر الى كل الاكاذيب التى أطرحها جانبا ، ذرائع و نفاق

Ama hayır, yüzeysellik seni iter. Yani bu bir karmaşıklık, iki yüzlülük değil.
لكن لا أنت نفرت من سطحيته , لذا هذا تعقيد و ليس نفاق

Satan, sözde kutsal kilisenin ve onun takipçilerinin iki yüzlü ahlaki değerlerine ve dogmalarına düşmandır.
الشيطان يعارض نفاق الاخلاق و العقائد مما يدعى الكنيسة المقدسة و اتباعها

Savcılığın davasındaki riyakarlık o andan itibaren hakimlerin beni suçsuz bulmaktan başka seçenekleri yoktu.
نفاق قضية الإدّعاءَ، , ثم حقاً , لم يكن لدى القضاء خيار أخر سوى تبرئتى

Her zaman bunun biraz ikiyüzlüce bir davranış olduğunu düşünürdüm.
لقد كنت دائماً اتصور أن هذا نفاق بعض الشيء

Bir cemiyetin başında... dünyanın ikiyüzlülüğü ile alakalı.
انه يُوْضَعُ على المجتمعِ... نفاق العالمِ.

Bence Elis, insanların budalalıklarından çekinmeyi ikiyüzlülük olarak görüyor.
أعتقد أن إليس يرى أن ردة فعلنا المذعورة حول حماقة الإنسان والبشر ما هو إلا نفاق

Bu öz babasından oğlunu sır olarak saklayan bir kadına göre çok büyük bir ikiyüzlülük oluyor.
هذا نفاق شديد من امرأة حجبت ابناً عن والده

Lars Hesselboe, Birgitte Nyborg'un kızını özel bir hastaneye yatırması sizce ikiyüzlülük mü?
هل هو نفاق ان تبعث نيبورغ ابنتها لمستشفى خاص؟

Bunların hepsi ikiyüzlülük!
و لكن علينا أن نرى أن كل ذلك نفاق

Görüyorsunuz işte! Bunların hepsi ikiyüzlülük!
و لكن علينا أن نرى أن كل ذلك نفاق

Ama görmüyormusun burda temelde bir iki yüzlülük var, biri itiraz hakkı isterken ve bir diğeri de ölüm tehtidi alıyor?
ولكنك لا ترى أن هناك نفاق متأصل فى مطالبتك بالحق فى الإختلاف فى حين يتلقى شخص آخر تهديدا بالقتل؟

Ama şimdi çevremde gördüğüm her şey riyakarlık, iki yüzlülük ve sahtekarlıktan ibaret.
ولكن كل مايصل لي الآن يعد دهاء نفاق, وخيانة الأمانة

Çocuğunu iki yüzlü olarak itham etmedim. Seni kastediyordum.
لم أكن أشير إلى نفاق ولدك بل إلى نفاقك أنت

Sonra ise hiçbir şey. Her şey tamamıyla iki yüzlü.
إذاً، فهو لا شيءُ وكُلّ شيء يكون نفاق

Bu çok ikiyüzlüce.
هذا نفاق كبير

İklim ve Enerji Bakanının ikiyüzlülüğü inanılmaz.
انا مندهش من نفاق وزير المناخ والطاقة

Politikacıların ve şirketlerin iki yüzlülüğünü ortaya çıkardın. Ama gerçek düşmanın polis.
لقد تعرضت الى نفاق السياسيين والشركات و لكن العدو الحقيقي هو الشرطة