| Ve bir gün hocam bana 25 metrelik bir havuzun diğer ucuna nefes almadan yüzmem gereken bir alıştırma verdi. | TED | وفي أحد الأيام طلب مني المدرب أن أقطع سباحة بركة بطول 25م دون أن آخد نفسًا. |
| Yani bu hava kesinlikle insan yaşamını desteklemezdi, yalnızca nefes alınabiliyordu. | TED | لذا لم يكن الهواء ليدعم حياة الإنسان، ولكن لا بأس أن تأخذ نفسًا فقط. |
| Konuşmak için nefes alırsınız ve tekrar nefes almaya başlarsınız. | TED | وبينما تأخذ نفسًا لتتحدث، تعود للتنفس مجددًا. |
| Yayına 5 dakika var. Pekala Niles. Otur, derin nefes al ve mikrofona tükürmemeye çalış. | Open Subtitles | حسنًا نايلز، اجلس وخذ نفسًا عميقًا وحاول ألا تبصق على المذياع |
| D.E.A.'dekilere siz bunu sonuna kadar oynayana kadar derin bir nefes almalarını söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأخبر إدارة مكافحة المخدرات أن تأخذ نفسًا عميقًا -حتى تلعبوا هذا. -شكرًا لك. |
| Sadece nefes almalısın ve biraz su içip hava almalısın. | Open Subtitles | تحتاجين أن تأخذي نفسًا وتشربين بعض الماء، وتستنشقين الهواء |
| Derin nefes alırsan, hanımeli kokusu alabilirsin. | Open Subtitles | إذا أخذتِ نفسًا عميقًا، يمكنكِ شم رحيق الأزهار، أليس كذلك؟ |
| Uçaktan inmiş, derin bir nefes almış derisinden sıyrılmış ve atlamış. | Open Subtitles | خرج من الطائرة، أخذ نفسًا عميقًا، أعرى نفسه، وانطلق. |
| Peki, derin bir nefes alalım. Bir süreliğine burada olacağız gibi. | Open Subtitles | حسنٌ، لنأخذ نفسًا عميقًا، يبدوا أنّنا سنأخذ وقتًا طويلاً هنا. |
| Tamam, derin bir nefes al ve unutma bu çok saçma. | Open Subtitles | حسنٌ، خذوا نفسًا عميقًا، وتذكّروا، هذا سخيف. |
| Sıcak bir banyoda güzel bir şarkı eşliğinde suda batmayı ve derin nefes almayı istemişimdir. | Open Subtitles | الغرق في حمام ساخن وأسمع موسيقى جميلة وأغرق، وأخذ نفسًا عميقًا |
| Şimdi de gözlerini kapamanı ve derin bir nefes almanı istiyorum. | Open Subtitles | الآن أريدكِ أن تغلقي عيناكِ وتأخذي نفسًا عميقًا. |
| Bir dahaki sefere bir kadını tokatlarken biraz durup derin bir nefes almanı istiyorum. | Open Subtitles | في المرة القادمة التي تدفع فيها الأجر لكي تصفع فيها امرأة أريدك فقط أن تتوقف ،و تأخذ نفسًا عميقًا |
| Şimdi hepimiz derin bir nefes alalım. Gözlerimizi kapatalım... | Open Subtitles | دعونا جميعًا نأخذ نفسًا عميقًا ونغمض أعيننا |
| Elini bu kitabın üzerine koy. derin bir nefes al, ver. Tekrar al. | Open Subtitles | ضع كفّيك على هذا الكتاب، وتنشّق نفسًا عميقًا، ثم زفيرًا وشهيقًا. |
| derin bir nefes almanı istiyorum ve yavaşça nefes ver. | Open Subtitles | أريدك الآن أن تأخذ نفسًا عميقا ثمّ تزفر ببطء |
| derin bir nefes al. Dışarıdan bakmaya çalış. | Open Subtitles | ثم خذ نفسًا عميقًا الآن حاول رؤية المشهد من الخارج |
| Sigara içen birkaç çocuğun arasından geçtim ve tutabildiğim kadar nefesimi tuttum ama sonra nefes almak zorunda kaldım. | Open Subtitles | سِرت بجوار أولاد يدخنون وكتمت أنفاسي قدرما إستطعت لكنني اضطررت لآخذ نفسًا |
| Bu sakin olman için daha iyi bir sebep. | Open Subtitles | مهما كان السبب يجب أن تأخذي نفسًا عميقًا. |
| Babamın 11 kişiyi öldürmek için bir nedeni yoktu. | Open Subtitles | أبي لم يكُن لديه دافع لقتل 11 نفسًا ولا لقتل نفسه |
| Üzerinde konuşarak bu korkunç yalana güç katmayacağım. | Open Subtitles | لن أبذل ولو نفسًا واحدًا لحياتي لمناقشة كذبة مشينة |
| Ama sen daha hiç can almamış bir delikanlıydın. | Open Subtitles | لكنّكَ لم تكن إلّا صبيًّا... -لم يُزهق نفسًا من قبل |