| aynı etkiyi alelade bir kağıda basılmış bir ızgarada da görebilirsiniz. | TED | سترى نفس التأثير على شبكة مطبوعة على قطعة من الورق البسيط. |
| Bunu art arda 50 defa yaptı. Her defasında aynı etkiyi gözlemledi. | TED | وقد فعل هذا 50 مرة على التوالي، وكان دائمًا يلاحظ نفس التأثير. |
| Sızdıran borular da beton binalarda aynı etkiyi yapardı, 200 kış içerisinde gökdelenlerin çoğu yerle bir olurdu. | TED | تسبب الأنابيب المسربة نفس التأثير في الأبنية الأسمنتية، وبمرور 200 شتاء، معظم ناطحات السحاب ستلتوي وتتساقط. |
| İki farklı mekanizma, boğulma ve hiperventilasyon. İkisi de aynı sonucu doğurur, beyne giden oksijeni azaltır. | Open Subtitles | آليتان مختلفتان، الإختناق وفرط التهوية يعطيان نفس التأثير وهو حرمان الدماغ من الأوكسجين |
| Makineleri kapatmak yasa dışı ama yasal sonuçlar olmadan aynı sonuca ulaşabilecek yöntemler biliyorum. | Open Subtitles | إطفاء الآلات غير قانوني لكنني أعرف وسائل لها نفس التأثير مع شرعيتها التامة |
| Dünyanın manyetik kutupları ters çevrildiğinde de aynı etkileri görüyoruz. | Open Subtitles | انه نفس التأثير الذي نراه كل مرة عندما أقطاب الأرض المغناطيسية تنعكس |
| Umarım serginin sizin üzerinizde aynı etkisi olur. | TED | وأنا آمل، بالمناسبة ، أن الهدف الحقيقي من المعرض سيكون لديه نفس التأثير عليكم. |
| Birinin üzerine basıyor olabilirsiniz ve bu aynı etkiyi verir. | TED | في حال أنك تضغط على شخص ما، فإن لذلك نفس التأثير. |
| Onu öldürdükten sonra üzerimde aynı etkiyi yaratabilecek misin? | Open Subtitles | لديك ستعمل نفس التأثير على لي بعد أن قتله؟ |
| Jacks'in Arjantin'e berbat bir ishalle gitmiş olmasının aynı etkiyi vermeyeceğine katılıyorum. | Open Subtitles | أتفق معك , فأنا لا أعتقد أن صول جاك للأرجنتين مع حالة سيئة من الإسهال سيكون له نفس التأثير |
| Spot'un fizyolojisi aynı türdense Duncan'ın karışımı aynı etkiyi yapar. | Open Subtitles | بسبب الجفاف إذا وظائف سبوت مشابهة سيكون لدواء دنكان نفس التأثير |
| Dünyadaki tüm konuşmalar, ...doğru zamanda doğru ışığı kapatırsanız, aynı etkiyi yaratmaz. | Open Subtitles | كل محادثات العالم لن يكون لها نفس التأثير , كإطفاء الضوء الصحيح فى الوقت الصحيح |
| Ama trol büyüsü olmadan aynı etkiyi yaratmaz. | Open Subtitles | ولكن بدون سحر الوحش لن يكون لها نفس التأثير |
| Menüyü rulo haline getirip uçlarını yapıştırsak da yine aynı sonucu alırız. | Open Subtitles | هذا الظبط مثل أخذ قائمة الطعام هذه ولفها ولزق الجوانب معا إنها تعطي نفس التأثير |
| - Astronotların ölümü sence aynı sonucu doğurmaz mı? - Birisi mekiği sabote etmiş olmalı. | Open Subtitles | - اذا هل قتل الرواد سوف يكون له نفس التأثير ؟ |
| Galt'ın aşırı dozuyla aynı etkileri göstermesinin hiçbir yolu yok. | Open Subtitles | بأي حال من الأحوال ليس لها نفس التأثير الشديد كما فى حالة جرعة (جالت) الكبرى |
| Aynı süreç, kültürlerin evrimi üzerinde de etkilidir, Cinsiyetin biyolojik canlılar üzerindeki etkisi gibi | TED | ما هي نفس الخطوات التي تنتج نفس التأثير في التطور الحضاري مثل دور الجنس في التطور البيولوجي ؟ |
| Kızların üstünde böyle bir etkisi olan bir kız hiç görmedim. | Open Subtitles | لم أرى من قبل فتاة لها نفس التأثير على الفتيات |