| aynı boyutta, aynı kişi iki kez gelmiş olabilir. | Open Subtitles | نفس الحجم ، ربما نفس الشخص مرتين |
| aynı boyutta ve şekilde. | Open Subtitles | نفس الحجم والشكل. |
| Aslında, yaklaşık aynı ölçüde. | Open Subtitles | فى الحقيقة يبدو أنهما فى نفس الحجم تقريبا |
| Aslında, yaklaşık aynı ölçüde. | Open Subtitles | فى الحقيقة يبدو أنهما فى نفس الحجم تقريبا |
| Bana sorarsan bu izler, cesedi bulduğumuz tahta sandıkla aynı boyda görünüyorlar. | Open Subtitles | إذا تسألني، يتطلعون إلى أن يكونوا حوالي نفس الحجم كالصندوق الذي وجدنا فيه جثتنا. |
| Zarf ve kağıt tam olarak aynı boyda değil. | Open Subtitles | ظرف وورقة ليس بالضبط نفس الحجم |
| Açık bir gecede, gökyüzünde görebildiğin tüm o yıldızlar var ya sana ait sektör, ondan binlerce kat daha geniş ve üç bin altı yüz fenerin hepsinin kendine ait bir sektörü var tıpkı sonsuzluk gibi. | Open Subtitles | إنّهم ضياء النجوم الذي يسعك رؤيته من كوكبك في أصفى الليالي. قطاعك أكبر بآلاف المرات. وهذا شأن الـ 3600 فانوس، كل منهم مكلف بقطاع في نفس الحجم. |
| Bedenlerimiz aynı olduğundan dolayı birbirimizin elbiselerini ödünç alabiliyoruz. | Open Subtitles | ' نحن كنا نفس الحجم ' لذا نحن يمكن أن نستعير ملابس بعضهم البعض، يمزجه. |
| Bir açıdan bakıldığında ikisi de aynı büyüklükte ve şekilde görünüyor. | TED | كل منهم لهم نفس الحجم والشكل لحد ما يصعب الوصف . |
| Öğretmenin nereye varmak istediğini anlamak için, önce iki kümenin eşit büyüklükte olmasının anlamını düşünelim. | TED | لمعرفة ما كان يقصد أستاذي، بداية دعونا نفكر بما يعنيه أن يكون لمجموعتين نفس الحجم. |
| "Onlar en iyi zamanlardı, o zamanlar en kötü zamanlardı." İngiliz edebiyatının en meşhur açılış cümleleridir. Sizinle çok kısa bir şekilde "İki Gezegenin Hikayesini" paylaşmak istiyorum. Dünya ve Venüs tamamen aynı boyutta. Dünyanın çapı yaklaşık 400 kilometre daha büyük ama temelde boyutları aynı. | TED | "كانت هذه أفضل الأوقات وكانت هذه أسوأ الأوقات": أشهر جملة افتتاحية في الأدب الانجليزي. أود أن أذكر باختصار "قصة كوكبين." الأرض والزهرة لهما نفس الحجم تقريبًا. قطر الكرة الأرضية يفوق قطر الزهرة بحوالي 400 كليومتر، لكن لهما نفس الحجم تقريبًا |
| İneklerin kurbanın kafatasında bulduğuyla aynı ölçüde. | Open Subtitles | نفس الحجم ألذي وجد على جمجمة الضحية |
| Smith Wesson MP'yi denemelisin. - aynı ölçüde. | Open Subtitles | عليك تجريب أسلحة (سميث) و (ويسون) و (م ب) نفس الحجم) |
| aynı ölçüde ve aynı şekilde. | Open Subtitles | نفس الحجم, الشّكل النّفس . |
| Vücudu parçalayan silahla aynı boyda. | Open Subtitles | نفس الحجم الذي تم استخدامه لتقطيع الجسم |
| Belki aynı boyda değillerdir. | Open Subtitles | ربّما لم يكونوا من نفس الحجم. |
| Açık bir gecede, gökyüzünde görebildiğin tüm o yıldızlar var ya sana ait sektör, ondan binlerce kat daha geniş ve üç bin altı yüz fenerin hepsinin kendine ait bir sektörü var tıpkı sonsuzluk gibi. | Open Subtitles | إنّهم ضياء النجوم الذي يسعك رؤيته من كوكبك في أصفى الليالي. قطاعك أكبر بآلاف المرات. وهذا شأن الـ 3600 فانوس، كل منهم مكلف بقطاع في نفس الحجم. |
| Bedenlerimiz aynı. | Open Subtitles | نحن نلبس نفس الحجم |
| Fakat gerçekte arabalar aynı büyüklükte, ama biz bunu böyle görmüyoruz. | TED | ومع ذلك، في الوقع، السيارتان لهما نفس الحجم! ولكن هذا ليس ما نراه. |