| Bahçıvanlık bana, bahçe ekmenin ve yetiştirmenin, hayatımızı şekillendirmekle aynı süreç olduğunu öğretti. | TED | البستنة علمتني أن زرع الحديقة والاعتناء بها هي نفس العملية في تكوين حياتنا. |
| Tüm bunlar saatler içinde yapılabilir, ki aynı süreç eskiden aylar almıştı. | TED | كل ذلك يمكن أن يتم في غضون ساعات، في حين أن نفس العملية كانت لتستغرق أشهرا في الماضي. |
| aynı süreç geri dönüşüme karşı çöp sahaları, yenileyici tarıma karşı endüstriyel tarım, ormanlarımızı korumaya karşı yok etmeyi kıyaslamak için de kullanıldı. | TED | وتُستخدم نفس العملية لمقارنة إعادة التدوير مقابل الطمر، والزراعة المتجددة مقابل الصناعية، وحماية الغابات مقابل قطعها. |
| Ve aynı süreci fotoğrafları birleştirirken de görüyorum. | TED | وأرى نفس العملية في تركيب الصور |
| Şimdi, bu formu alalım ve aynı süreci kullanarak 3 boyutlu yapılar oluşturalım ama elimizle katlamaktansa, bu yapıyı bilgisayara ortamına aktaralım ve onu bir algoritma olarak kodlayalım. | TED | الآن، يمكننا أخذ هذا النموذج واستخدام نفس العملية لإنشاء هياكل ثلاثية الأبعاد، ولكن بدلاً من طي الأشياء باليد، سوف نأخذ البنية إلى الحاسوب، وبرمجته كخوارزمية. |
| Burada da birebir aynı süreç işledi. | TED | وهذه نفس العملية التي تحدث هنا بالضبط. |