| Sanırım benzer paralelleri ticari araçların teklif edildiklerinde de görebilirsiniz. | TED | أعتقد أنكم سترون نفس النوع من التوازي عندما يتوفر العرض التجاري. |
| Şüphelinin, 911'i aramak için kullandığı cihaz da muhtemelen buna benzer bir cihaz. | Open Subtitles | أقصد هذا متصل محتمل أنه نفس النوع من الأجهزة |
| Hatta aynı tür besinleri tüketen farklı insanlar, aynı miktarda kalori almayabilir. | TED | وحتى مع نفس النوع من الطعام، ربما لا يحصل أشخاص آخرون على نفس العدد من السعرات الحرارية. |
| aynı tür mimari gördüğümüzde, bu açıların, bu ışıkların, bu malzemelerin dünyasını kanıksıyoruz. | TED | عندما نرى نفس النوع من العمارة نصبح معتادين في هذا العالم من هذه الزوايا ، من تلك الأضواء ، من تلك المواد. |
| Kendine sorman gereken soruların aynısı. | Open Subtitles | نفس النوع من الأسئلة التي يجب أن تطرحها على نفسك |
| Hemen hepsi de aynı tip bir adamla evlenmişler. | Open Subtitles | من ما أستطيع أن أرى، تقريبا كل تزوج من نفس النوع من الرجل. |
| Hepsi aynı tip süper güce sahipler: Bazıları uçabilir, bazıları daha güçlüdür, bazıları görünmez olabilir. | TED | لديهم نفس النوع من القوى العظمى: بعض يمكن أن تطير، وبعضها قوي جدًا، والبعض يمكن أن يكون غير مرئي. |
| Aynısından üç tane. | Open Subtitles | ثلاثة من نفس النوع |
| Diğerlerinde de benzer yaralar buldum. | Open Subtitles | نعم ووجدت نفس النوع من الكدمات على الاخريات |
| 90 cm uzaklık içinde dört tane benzer sigara izmariti var bunlar çocuğun cesedinin bulunduğu yere 120 cm uzaklıkta. | Open Subtitles | ثلاثة سجائر من نفس النوع على بعد ثلاثة أقدام من بعضها وعلى بعد أربعة أقدام من مكان الجثة |
| Yani senin güvenilir tipte bir kız olduğunu anlamış ve zamanı geldiğinde hayatı içinde benzer özellikle bir kızla tanışırım diye zannetmiş. | Open Subtitles | إذاً, يعتقد أنكِ نوع معين مِن الفتيات, و يعتقد أنه سيقابل فتاة مِن نفس النوع لاحقاً في حياته عندما يكون مستعداً |
| Fiziksel özellikleri uyuyor, diğer kıza benzer bir kızı daha düşürmeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنه مطابق للوصف المادي، يصطاد نفس النوع من الفتيات. |
| Bu tananger gibi diğer kuşlar da aynı tür içinde uyum sağladılar. | TED | طيور أخرى مثل طائر التناجر هذا قد تكيَّفت حتى وهي من نفس النوع. |
| aynı tür bir bıçak, ama... bunun üzeri çizik içinde, üstelik sapı da yıpranmış. | Open Subtitles | حسناً إنها من نفس النوع ولكن هذه عليها اثار خدوش على الجوانب والمقبض مهترئ |
| Bir yard ötede, aynı tür tarafından yapılmış başka bir tane daha var. | Open Subtitles | على بعد مائة ياردة، هناك آخر بناه ذكر آخر من نفس النوع |
| Bu odanın orda gördüğümüz diğer odalarla aynı tür metal destekler üzerinde olmasının ihtimali ne sizce? | Open Subtitles | ما هو الاحتمال الذي تقترحه هذه الغرفة فى نفس النوع من الدعامات الحديدية مثل الغرف الاخري التى رايناها هناك؟ |
| Para verip de aldığın buzların aynısı onlar da. | Open Subtitles | إنه بالضبط نفس الثلج نفس النوع الذي تدفع له |
| İkimiz de aynı ihanet dolu yola girdik. | Open Subtitles | لقد إرتكبنا نفس النوع من الخيانه بشكل أو بأخر |
| Aynısından alabilir miyim lütfen? | Open Subtitles | كأس آخر, نفس النوع |
| Set döperi yener. | Open Subtitles | ثلاث أوراق من نفس النوع تهزمان إثنان من نفس النوع |
| Karının üzerinde tepinip onun hayatını zindana çevirirken kullandığın cinsten bir t.şak mı? | Open Subtitles | نفس النوع الذى تحتاجه لتتخلص من زوجتك وتدمر حياتها |
| aynı türden bir performansı, bu kez sosyal ifadeli kafa ile göstereyim. | TED | سوف اريكم الان نفس النوع من الادء هذه المرة مع الراس المعبر اجتماعيا |