"نفس كمية" - Translation from Arabic to Turkish

    • aynı miktarda
        
    • aynı miktar
        
    • aynı oranda
        
    Anlaşılan o ki Amerika'da, Etiyopya'da yediğimle aynı miktarda yemiş olsam da vücuduma kesin bir şişmanlık eklenmişti. TED اتضح أن بأمريكا أتناول نفس كمية الطعام التي كنت أتناولها سابقا في إثيوبيا، لكن ذلك تسبب في زيادة وزني بشكل ملحوظ.
    11 tane daha tüp var, her birinde, otelde serbest bırakılanla aynı miktarda virüs var. Open Subtitles توجد 11 زجاجة أخرى, كل واحدة تحوى نفس كمية الفيروس التى اُطلقت فى الفندق
    Önemli olan bana aynı miktarda ilaç yazmaya devam etmen yoksa olay şüpheli görünecektir. Open Subtitles المهم هو أن تستمر بوصف نفس كمية المخدرات أو يكون الامر مريباً
    Görme yeteneğimi kaybettiğimde, görme yeteneği olan bir astronomun sahip olduğu aynı miktar ve kalitede bilgiye erişemediğimi fark ettim. TED عندما فقدت بصري، لاحظت أنني لا أملك إمكانية الوصول إلى نفس كمية ونوعية المعلومات التي كان يملكها الفلكي المبصر.
    Eğer aynı ışık altındalarsa, gözünüze aynı miktar ışık yansıtırlar, öyleyse bu açıdan eşitler. TED فإذا كانت تحت نفس كمية الضوء فإنها ستعكس نفس كمية الضوء .. إلى عينيك لذا يجب أن يكون تعبيرهما واحد
    Yani aynı oranda yiyebilirsiniz, ancak daha az kalori alırsınız çünkü yiyecek kalori bakımından daha az yoğundur. TED لذا, سوف يمكنك أكل نفس كمية الطعام ولكن سوفتحصل على كالوريات أقل لأن الطعام يحتوي على عدد أقل من الكالوريات.
    Sigarayla aynı miktarda nikotin veriyor ama dumanı aslında su buharı. İzle! Open Subtitles تعطي نفس كمية النيكوتين، ولكن الدخان عبارة عن بخار ماء، شاهدي.
    Aynı hacimdeler. Ve aynı miktarda güç alıyorlar. Open Subtitles ولهما أيضاً نفس الحجم تقريباً و يستهلكان نفس كمية الطاقة
    Parlaklık patlamaları özdeş kütlelerden kaynaklıdır o yüzden, hepsi tamamen aynı miktarda ışık salıyor. Open Subtitles انفجار يتولد من كتلة كبيرة وكلها تعطي نفس كمية الضوء
    Bunlar, Dünya gibi ana yıldızlarından aynı miktarda enerji alıyorlardı. Open Subtitles و تستقبل تقريباً نفس كمية الطاقة من نجمها الحاضن التي نستقبلها هنا على الأرض بكلمات أخرى
    Tamamen aynı miktarda karbona sahipler. TED وبهما نفس كمية الكربون تماماً
    İçine aynı miktarda biber koymuştum. Open Subtitles . لقد وضعت نفس كمية الفلفل فيها
    Ralph'in ceketinden bir numune aynı miktarda Open Subtitles (عينة واحدة من سترة (رالف كان عليها نفس كمية
    Yaratma kapasitesi, bir farenin genetiğinin değiştirilmesi gibi, üç katı hızla giden bir şey, üç katı uzun sürer, bunu azaltabilirdik, bu fare bunu yapabilirdi, bizim 80 yaşımıza denk geliyor, aynı miktarda besin kullanarak. TED إمكانية تخليق ، مثل أن تكون هذه الفأرة معدلة جينياً ، شيئ ما يستطيع المشي أسرع ثلاث مرات ، يعيش ثلاثة أضعاف العمر ، نستطيع إن ننتجه ، كما يستطيع هذا الفأر، العيش لعمر يكافئ 80 عاماً ، يستخدم حوالي نفس كمية الغذاء .
    Çünkü şu gölgedeki karo hakikaten gölgede olsaydı, ve gölgenin dışındakiyle aynı miktar ışığı gözünüze yansıtsaydı daha yansıtıcı olması gerekirdi. Bir fizik kanunu. TED فعلاً تقع في الظل وتعكس نفس كمية الضوء إلى عينيك كما تلك التي خارج الظل .. فأنها يجب أن تكون أكثر تعبيراً .. إنها قوانين فيزياء
    Onunla aynı oranda su içmemizin neresi adil? Open Subtitles لماذا من العدل أن نشرب أنا و هو نفس كمية الماء؟
    Büyük laboratuvar farelerinin daha küçük farelerle neredeyse aynı oranda yediğini belirtti. Open Subtitles لاحظ أن فأر المختبرات الكبير أكل تقريبا نفس كمية الفأر الصغير

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more