| Bir balta darbesi ve değerli bir malı zedeliyorlar. | Open Subtitles | ضربة بالفأس و يتلفون قطعة نفيسة من الممتلكات |
| Yüce Denizler Kralı'nın kızı çok değerli bir hazine. | Open Subtitles | إبنة ملك البحار العظيم تعد سلعة نفيسة جداً. |
| # İnciler değerli taşlar, çok uzaktan geldiler. | Open Subtitles | لآلئ رائعة وأحجار نفيسة مستوردة من الخارج |
| Nafisa'm gittiğinden beri ben bir hiçim. | Open Subtitles | أنا ما كُنْتُ سأَتْركُ زوجتى نفيسة لأيّ شئِ. |
| Nafisa hayatım, eğer aklımı kullansaydım burda olmazdınız. | Open Subtitles | إذا أنا أَستخدمت عقلى فما كنت سأتزوجك، عزيزتى نفيسة . |
| Sonrasında şu kanaate vardım ki her hayat değerlidir. | Open Subtitles | كنت قد آمنت بأن كلّ الحيوات نفيسة |
| değerli metaller ve milyonlarca ton mermer imparatorluğun bir ucundan diğerine taşınacaktı | Open Subtitles | معادن نفيسة ومئات الأطنان من الرّخام ستُنقل عبر الامبراطوريّة |
| Onlar için bu alkali sinekleri çok değerli ve dayanılmaz bir ziyafet. | Open Subtitles | ذُباب القلوي هذا، بالنسبة لهم، هو وجبةٌ نفيسة لا تُقاوم. |
| Bir şeyler alıyor, seramik gibi, değerli metaller gibi şeyler biriktiriyor bu da karotid arterlerinde damar tıkanıklığına neden olmuştur. | Open Subtitles | انه يشتري شيئا يجمع شيئا الادوات الخزفية,معادن نفيسة مما تسبب بانسداد شرايين الصاعدة لدماغه |
| Ara sıra. Birisi bana ailenin çok değerli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لكن أحدًا خبرني مؤخّرًا أن العائلة نفيسة جدًّا. |
| Ve her şeye rağmen sevgi, bunu değerli kılan şey. | Open Subtitles | وأن الحبّ بغض النظر عن كلّ شيء هو ما يجعلها نفيسة. |
| Ve değerli kılan şeyin de her şeye rağmen sevgi olduğunu. | Open Subtitles | لأن العائلة نفيسة، وأن الحبّ بغض النظر عن كلّ شيء هو ما يجعلها نفيسة. |
| Bana bir keresinde hayatın değerli olduğunu ve sana sunabileceğimden çok daha fazlasını istediğini söylemiştin. | Open Subtitles | إنّك أخبرتني ذات يوم أن الحياة نفيسة وأنّك أردتِ منها أكثر مما عرضته عليك. |
| Yuvarlak Masa Şövalyeleri'nin topladığı sihirli yadigarlar. Hepsi çok değerli. | Open Subtitles | تحف سحريّة جمعها فرسان الطاولة المستديرة وجميعها نفيسة جدّاً |
| Hayat, küçük anlardan oluşur. Elmas kadar değerli anlardan. | Open Subtitles | الحياة مكوّنة مِنْ لحظات صغيرة وهي نفيسة كالألماس |
| Ben Nafisa'ya oldum. | Open Subtitles | أحببتُ زوجتى نفيسة هكذا. هي كَانتْ... |
| Gidelim artık Nafisa. İşe yaramayacak. | Open Subtitles | (لنذهب للبيت يا (نفيسة لا فائدة. |
| Nafisa, çay koyar mısın? | Open Subtitles | نفيسة)، أرجوك) اجلبي بعض الشاي |
| Kimse dinlemiyor Nafisa. Kimse dinlemiyor. | Open Subtitles | (لكن لا أحد يصغي يا (نفيسة لا أحد |
| Şu kanaate vardım ki her hayat değerlidir. | Open Subtitles | كنت قد آمنت بأن كلّ الحيوات نفيسة |
| Çünkü her hayat değerlidir Daryl. | Open Subtitles | لأن حياة كل امرئ نفيسة يا (داريل) |