| Dün senin hesabına isimsiz bir nakit para transferi oldu. | Open Subtitles | تم إيداع مبلغ نقدي مجهول المصدر في حسابك البنكي بالأمس |
| Vergi bakımından nakit çalışmanın benim için daha iyi olacağını düşünüyor. | Open Subtitles | انه يشعر ، بالنسبة لي ، أنه من الافضل ان أعمل على أساس نقدي ، والضريبية الحكيمة. |
| Vergi bakımından nakit çalışmanın benim için daha iyi olacağını düşünüyor. | Open Subtitles | انه يشعر ، بالنسبة لي ، أنه من الافضل ان أعمل على أساس نقدي ، والضريبية الحكيمة |
| Ama bankalar kapalı olduğu için... benim nakit kabul etmeme izin yok. | Open Subtitles | الأمر فقط أن البنوك كلها مغلقة اليوم وغير مسموح لي بأخذ أو إعطاء مال نقدي لأي أحد |
| Ms. Clark, gözden geçirmemi isterseniz herhangi bir bölümde mutsuz olabilirsiniz, tarafsız ve kritik olarak dürüstlüğüme verirseniz sevinirim | Open Subtitles | آنسه كلارك, إذا كنت ترغبين في أن أعيد النظر في شيء أنت غير راضيه عنه فسأكون سعيدا بإعطائكِ نقدي الصريح والعادل, ولكن |
| Betty, bu öğle sana 1000 dolar nakit verebilirim. Ne dersin? | Open Subtitles | $بيتي، إنني أستطيع أن أعطيكِ 1000 نقدي بعد الظهر، ما رأيكِ؟ |
| Aşağıda kasamda nakit para var. | Open Subtitles | لديّ مال نقدي في الغرفة المحصنة في الأسفل، ولن يسرقها أحد |
| Aşağıda kasamda nakit para var. | Open Subtitles | لديّ مال نقدي في الغرفة المحصنة في الأسفل، ولن يسرقها أحد |
| İyi bir teklif. nakit. Bugünkü kadından. | Open Subtitles | تلقّيت عرضاً على المتجر عرض جيّد نقدي من السيدة التي اتت اليوم |
| Şu an sosisli bile satabilirsin nakit sıkıntını çözmek için | Open Subtitles | إنتظري , ذلك سيدخل لك الكثير من الربح , ستدفع لك نقدي الأن |
| Sorun şu ki tüm birikimim hisse senetlerinde bağlı o yüzden şu anda nakit bakımından fakirim. | Open Subtitles | المشكلة هي أن كل أموالي على شكل أسهم لذا، ليس عندي مال نقدي الآن |
| Geçen sene 10 milyon dolar nakit çekmiş. | Open Subtitles | لقد قام بسحب مبلغ 10 ملايين دولار بشكل نقدي خلال العام الماضي |
| Beş ay önce ev kirasını otomaik ödemeden iptal edip, nakit ödemeye başlamış. | Open Subtitles | قبل 5 أشهر توقفت عن دفع الإيجار عن طريق البنك وحولت الدفع إلى نقدي وفعلت المثل بفواتير المشتريات الأخرى |
| Birileri karşılığını nakit verdiğinde, birtakım sorunları hallediyormuşsunuz. | Open Subtitles | عندما يفضل العملاء ان يدفعوا بشكل نقدي , فهو يساعد في ترتيب الآمور |
| Ama bir şey öğrendim. nakit para. Bagajına saklamış. | Open Subtitles | لكنّي اكتشفت شيئاً ما، مبلغ نقدي كبير مخفيّ في صندوق سيارته. |
| Genç bir adam, hızlı araba, kokain, nakit. | Open Subtitles | شاب صغير، سيارة مُسرعة كوكايين، مال نقدي |
| Bu sabah kasabadaki en pahalı evi hiç göstermeden, tamamen nakit alarak sattım. | Open Subtitles | قد بعت للتو المنزل الأغلى في البلدة هكذا فجأة , والدفع نقدي |
| Ama bunları sana 515 dolara vereceğim fakat hemen şimdi nakit olarak ödemen lazım. | Open Subtitles | لكنني سأدعك تأخذينهم مقابل 515 دولاراً فقط ولكن يجب أن تكون حالأ بشكل نقدي |
| Bebeğim, uyuşturucu parası yasadışıdır ama güzel yanı nakit paradır. | Open Subtitles | يا عزيزتي، إن أموال المخدرات وسخة الأمر الجيد هو أنه نقدي مما يجعله غير قابل للرصد |
| Her kritik toplantı öncesi yaşanan panik ataklar. | Open Subtitles | نوبات الذعر التي تسبق أي لقاء نقدي. |
| Asıl senden ne haber? Gazetedeki film eleştirimi mahvetmişsin. | Open Subtitles | ما أمرك وأنت تفسدين نقدي للفيلم في الصحيفة؟ |
| kredi kartı dökümlerini çıkarıyoruz ama dediğine göre çoğu müşterisi nakitle ödeme yapıyormuş. | Open Subtitles | نحن نسحب إيصالات البطاقات الإئتمانيّة، لكنّه يقول أنّه في الغالب عمل بمال نقدي. |