| Havuzda bir tur daha attırmak için birbirimize delice şeyler söyleriz. | Open Subtitles | نقول أشياء مجنونة ليجعل أحدنا الأخر أن يقوم بدورة أخرى في المسبح أو تمرين بطني أخر |
| - Galiba ama bazen biraz daha takılıp, komik şeyler söyleriz. | Open Subtitles | أعتقد ذلك، و لكن أحياناً نبقى لوقت أطول و نقول أشياء مضحكه |
| Yani, George ve benim resimlerimizi koyar, komik şeyler söyleriz. | Open Subtitles | صوري انا و جورج معا و نقول أشياء مضحكة |
| Doğru olmadığını bildiğimiz salak salak şeyler söylüyoruz. | Open Subtitles | إننا نقول أشياء غريبه لأنها أصلاً ليست حقيقية |
| Burada hepimiz pişman olacağımız şeyler söylüyoruz. | Open Subtitles | نحن نقول أشياء سنندم عليها فيما بعد |
| Kardeş Beatrice, emlakçı olası alıcılara böyle şeyler söylemememizi tembih etmişti. | Open Subtitles | يا أخت "بيتريس"، طلبت سمسارة العقارات ألا نقول أشياء كهذه للشراة المحتملين. |
| Kardeş Beatrice, emlakçı olası alıcılara böyle şeyler söylemememizi tembih etmişti. | Open Subtitles | يا أخت "بيتريس"، طلبت سمسارة العقارات ألا نقول أشياء كهذه للشراة المحتملين. |
| şöyle şeyler derdik, hadi haftada 57 cihaz satacağın konusunda anlaşalım. | TED | لذلك نستطيع أن نقول أشياء مثل، دعونا نتفق أنك سوف تبيع 57 من الحاجيات في الأسبوع. |
| - Hepimiz ciddi olmadığımız şeyler söyleriz. | Open Subtitles | نحن جميعا نقول أشياء لا نعنيها |
| Genelde bir şeyler söyleriz. | Open Subtitles | حسناً, عادةً نقول أشياء |
| SRK: Fakat susamayız da, çünkü harika şeyler söylüyoruz. | TED | (شاروخ خان): ولكن لا يجب أن نصمت أيضًا لأننا نقول أشياء رائعة |
| Kolluk olarak şöyle şeyler deriz, "Evet, profil çıkarmak yasa dışı." | TED | في تطبيق القانون نقول أشياء مثل ، "نعم، الكشف عن معلومات شخصية لشخص ما غير قانوني." |