| NTAC'in, bu insanların yarattığı tehlikeye karşı tamamen hazırlıksız olduğunu anlattım. | Open Subtitles | أخبرتها أن المبنى غير مستعد نهائياً للتهديد المتمثل في هؤلاء الأشخاص |
| Eğer vazgeçip çıkıp gitmeyi kabul etmezse anlaşmayı tamamen rafa kaldıracağım. | Open Subtitles | وإن لم يتخلَ عن هذا ويمضي قدماً فسأتخلص من صفقته نهائياً |
| Flört edeceğim erkekler benim kadar iyi görünmemeli, yoksa asla flört etmem | Open Subtitles | علي أن أواعد شباباً ليسوا بقدر جمالي وإلا, لن أواعد أحد نهائياً |
| Ve bazıları da... kesinlikle çocukların etrafında bulunmaması gereken insanlardan. | TED | وبعضهم أشخاصاً لا ينبغي أن يكونوا بجوار الأطفال نهائياً. |
| Ama umarım, bilimin Hiç bir zaman bir şeyi kesin olarak sonsuza kadar kanıtlamadığını anlıyorsunuzdur. | TED | ولكن أتمنى منكم إدراك أن العلم لا يثبت شيئاً على الإطلاق نهائياً وإلى الأبد. |
| Onun yanından geçtim ve bir daha Hiç görmedim, bitti. | Open Subtitles | لقد ركضت بجواره. لم أره بعدها نهائياً. هذا كل شيء. |
| Böyle düşünüyorsanız en baştan ve temelli olarak yollarımızı ayıralım. | Open Subtitles | إذا كان ذلك ما تشعر به فأقترح أن نفترق نهائياً |
| - İki kez gittim. Yarın tamamen gitmiş olabilirim. - Ne var? | Open Subtitles | سأرحل مرة أخرى، صباح الغد ربما أرحل نهائياً. |
| Bir ajan dahili soruşturmadayken prosedür sorgu tamamen bitene kadar onu yalıtılmış tutmaktır. | Open Subtitles | فالاجراءات ان يتم عزله حتى يتم استجوابه نهائياً |
| Birbirimiz incitmemenin en iyi yolunun tamamen görüşmemek olduğuna karar verdik. | Open Subtitles | لقد فكرنا نوعاً ما بالطريقة المثلة لعدم إيذاء أنفسنا في التوقف عن رؤية بعضنا نهائياً |
| Ona tamamen güveniyorum ve bu konu kapanmıştır. | Open Subtitles | وأنا أثق به تماماً وهذا الموضوع مغلق نهائياً |
| Maalesef yeterince ilerleyemeden gücü tamamen bitti. | Open Subtitles | لم يستخلص معلومات كثيرة قبل نفاد القدرة منها نهائياً |
| Hem, emekliliğime 56 ay var, sonra bu bok deliğinden tamamen kurtuluyorum. | Open Subtitles | وأيضاً تبقى 56 شهر على تقاعدي وأخرج من هذه القذارة نهائياً |
| Eğer gerçeği söylüyorsan, sana söz veriyorum oraya asla dönmek zorunda kalmayacaksın. | Open Subtitles | اوعدك إن كنت تقول الحقيقة فلن يتوجب عليك العودة إلى هناك نهائياً |
| asla, asla Hiç bir zaman hata yapma, fakat detaylara, onun nasıl olabileceğine dair kafa yor. | TED | لا ترتكب نهائياً, ابداً, ابداً أي خطأً, ولكنك تقلق من التفاصيل, عن كيفما سيحدث ذلك. |
| Annem asla tartışmaları sona erdirmez. asla Ivan. | Open Subtitles | أمي لا تتوقف عن المجادلة نهائياً يا إيفان. |
| Tamam, Jimmy, seni kurtaracağım ama sonra, kesinlikle ayrılacağız. | Open Subtitles | حسناً , سأخرجك من ثباتك ولكن بعد ذلك , نفترق نهائياً |
| Ama seninle alakası yok. kesinlikle seninle ilgili bir sorun yok. | Open Subtitles | لكنها لا تتعلّق بك إنها لا تتعلّق بك نهائياً |
| Öyle bir büyü ki o büyülü aşk okunu gerçek aşkına doğrultacak ve bu korkunç karışıklığı sonsuza kadar çözecek. | Open Subtitles | تعويذة تؤشّر سَهمُها السحريّ في اتجاه الحب الحقيقيّ و تُنهي هذا النقاش الأبدي نهائياً |
| Muhbirlerimin çoğu altı tutuklama işlerini yaptı ve onları bir daha Hiç görmedim. | Open Subtitles | إن معظم عملائي السريين، عندما يكشفون لي ستة مروجين، يتلاشون عن أنظاري نهائياً |
| Bildiğiniz gibi kararımız kesin olmalıdır... | Open Subtitles | كما تعلمون, قرارنا يجب أن يكون وسوف يكون نهائياً |
| Wraith sorununu temelli çözmenin bir yolunu arıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يحاولوا التوصل لطريقة لحل مشكلة الأشباح نهائياً |