| Bakın Dr. Lesh, olanlar umurumuzda değil... | Open Subtitles | إنظري يا دكتورة ليش نحن لا نهتم بأي ضجة يمكن أن تحدث |
| Dedikodumuz yapılıyordu, ama umurumuzda değildi. | Open Subtitles | كان سكان البلدة يحبون الحديث عنا لكننا لم نهتم بذلك |
| İlgimizi vereceğimiz şeylere dayalı olarak neyin dikkat çekeceğini biz karar veriyoruz. | TED | نحن من يقرر ما يستحوذ على الانتباه بناء على ما نهتم به. |
| Önemsedi tabii, hepimiz önemsiyoruz. Ülkemizi içten içe yiyor bu. | Open Subtitles | بالطبع لقد كان, جميعنا نهتم بالفساد, إنه يأكل دولتنا حيَّة |
| Yani sorumluluğumuz değer verdiğimiz kişileri basitce zorluklardan korumak değil, onları hayatın zorluklarına karşı iyi hazırlamak olmalı. | TED | فمسؤوليتنا ليست حماية من نهتم بهم من المحن ولكن اعدادهم لمواجهتها بطريقة صحيحة |
| Tamam da, akıllı materyallerin neyden yapıldığı ve nasıl çalıştığını neden umursuyoruz ki? | TED | لكن لماذا يجب ان نهتم بكيف تعمل المواد الذكية ومم تصنع ؟ |
| Sonuç olarak, biz yetkisiz sızdırmalarla ilgileniyoruz. Kaçakçılık demek istedğinizi sanıyorum. | Open Subtitles | بالتالى ، نهتم بالتسرب الغير مصرح به هل تعنى التهريب ؟ |
| - Soda umurumuzda değil. - Soda umurunuzda değil mi? | Open Subtitles | نحن لم نهتم ونعجب بصودا انتم لم تعجبوا بصودا؟ |
| Sen çirkin bir kalbi olan kötü bir insansın... ve senin hakkımızda ne düşündüğün hiç umurumuzda değil. | Open Subtitles | وتحملين قلبا سيء، ونحن لا نهتم أبدا برأيك بنا |
| Karıncalar gibiyiz. Onlar bizim umurumuzda mı? | Open Subtitles | هناك خمسة مليارات مننا نحن مثل النمل هل نحن نهتم بالنمل ماذا يفعل؟ |
| biz ana babamıza bakmadık ki, neden bizim çocuklarımız... bize baksın? | Open Subtitles | نحن لم نهتم بآبائنا ، لماذا أبناؤنا يجب أن يهتموا بنا؟ |
| Ve biz doğru ile yanlışı önemsiyoruz. | TED | ونحن نهتم لمعرفة ماهو الصواب وماهو الخطأ. |
| Ve biz kesinlikle teknolojimizle neler olduğunu önemsiyoruz. | TED | ونحن بالتأكيد نهتم أيضاً لما يحدث مع تطور تقنياتنا. |
| Özünde bu çok önemli ve neredeyse değer verdiğimiz diğer her şey için de çok mühim. | TED | فهذا مهم في حد ذاته كما أنه شيء حاسم فيما يتعلق بكل ما نهتم به. |
| Sadece, bizim için önemli olan birine, birşey olduğu zaman, umursuyoruz. | Open Subtitles | نحن نهتم فقط عندما يحدث هذا لشخص مهم بالنسبة لنا |
| Fakat çiftlikte ilaç bulundurup bulundurmadığınızla ilgileniyoruz, özellikle yatıştırıcılar. | Open Subtitles | لكن نهتم بما إن كنت تحتفظ بعقاقير هنا خاصةً المهدئات |
| Bu zor şeylere önem vermiyoruz, pozitif ve harika şeylere önem veriyoruz. | TED | أنه عندما لا نهتم بهذه الأمور المعقدة ، فإن الأمور الإيجابية والجميلة تتلطخ بذلك. |
| Her şey düzelecek. Meraklanma, Doris. Seninle ilgileneceğiz. | Open Subtitles | سيكون كل شيء على ما يرام لا تقلقي، سوف نهتم بك |
| Karşındaki insan için hemen önemli oluyorsun çünkü zaten öylesin. | Open Subtitles | لقد رجعنا نهتم ببعضنا البعض . لأننا ما زلنا كذلك |
| Meraklanma. Şu anda dostlarının icabına bakıyoruz. | Open Subtitles | لا تقلق، نحن نهتم بأصدقائك في نفس اللحظة التي نتحدث بها الان |
| Ama bana göz kulak olmandansa, birbirimize göz kulak olmayı denesek nasıI olur? | Open Subtitles | ربما بدلاً من محاولتك الاهتمام بي نتفق علي أن نهتم ببعضنا البعض |
| Bizler laboratuvarımda sosyal beyinle; yani diğer insanları anlamak ve diğer insanlarla iletişime geçmek için kullandığımız beyin bölgelerinin ilişkisiyle ilgileniriz. | TED | في المختبر، نهتم بالدماغ الإجتماعي، وهو شبكة مناطق الدماغ التي نستخدمها لفهم الأشخاص الآخرين والتفاعل معهم |
| Ve hiçbir bok umrumuzda değil Bugün doğum günüm değil | Open Subtitles | وأنتي تعلمين نحن لا نهتم إنه ليس عيد ميلادي |