| Yazları hepsinin camları kapalı olurdu ama, onun şarkılarını duydukları anda herkes camlarını açardı. | Open Subtitles | نوافذها ستكون مغلقة كلها في الصيف لكن في اللحظة التي يسمعون فيها غنائه |
| Silahlardan dolayı camları paramparça olmuş hasarlı bir araba vardı.. | Open Subtitles | كانت هناك سيارة محطمة و جميع نوافذها تحطمت من أعير نارية |
| Saat 2 civarında camları filmli yeşil bir Pontiac'ın yavaşça geçtiğini gördüm. | Open Subtitles | حوالى الساعة الثانية سيارة بونتياك خضراء نوافذها معتمة , تمشي ببطئ |
| İtirafçı olmuş teröristleri bir araca bindirip aracın pencerelerini perdelerle örterek itirafçılara maske giydirirdik biz araçta otururken köylülerin yanımızdan geçmelerini sağlardık ve itirafçılarda bize: | Open Subtitles | الإرهابيين الذين اعترفوا تم وضعهم في سيارة يوجد على نوافذها ستائر وكانوا يرتدون أقنعة كنا نجلسهم هناك، والقرويين يمرون |
| pencerelerini kapatıyor ki, kimse onun ne yaptığını görmesin. | Open Subtitles | تغطي نوافذها حتى لا يرى أحدٌ ما تفعل |
| Renkli camlı mavi araba değil, değil mi? | Open Subtitles | لم تكُ الزّرقاء، التي نوافذها ملوّنه، المعروفة بـ: |
| Kesinlikle camları filmliydi. | Open Subtitles | . أنا متأكدّة تماماً من أنّ نوافذها كانت مُعتمة |
| Aslında otoparkta bir araç gördüm camları kapalıydı. İçinde bir köpek vardı. | Open Subtitles | أتعرفين، لقد رأيتُ سيّارة في الموقف نوافذها مرفوعة، كان هُناك كلب في الداخل. |
| Ona pencerelerini ve kapılarını emniyet altına almasını tavsiye edin. | Open Subtitles | إنصحها بتأمين نوافذها و أبوابها. |
| Dua edelimde pencerelerini kapatsın. | Open Subtitles | لنأمل أنها أغفلت جميع نوافذها |
| - Renkli camlı bir Explorer. | Open Subtitles | - نوافذها ملوّنة . |