| Var olduğunu bilmediğim notaları bile söylüyorum. | Open Subtitles | أنا أصل إلى نوتات لم أكن أعلم أنها موجودة في صوتي |
| Klavye ile notaları yazıyorum ve notaları programdaki satırlara yerleştiriyor. | Open Subtitles | أعزف نوتات على لوحه المفاتيح و من ثم هي فقط ستملؤ الفراغات في ورقة الموسيقى في الوقت الحقيقي. |
| O sol ve fa anahtarlarını çizdim, o birlik notaları, ikilik notaları, dörtlük notaları, esleri koydum. | Open Subtitles | وكتبت الرموز الثلاثية ومنخفضة الصوت، وكتبت نوتات كاملة وأنصاف نوتات، وأرباع نوتات والوقفات، |
| Bilim müzik notaları. | Open Subtitles | والعلم عبارة عن نوتات مسيقيَّـة. |
| Arpın dört farklı sarkaca sahip, her sarkaçta da 11 tane tel var. Yani, arp hem kendi ekseninde salınıyor hem de dönüyordu. Bu sayede farklı müzik notaları çıkıyordu. Bütün arplar birbine bağlı olduğundan, müziğin doğru anında, doğru notayı çalabiliyordu. | TED | القيثار يحتوي على 4 بناديل منفصلة، ولكل بندول، 11 وترا، لذا، القيثار يتأرجح حول محوره ويدور أيضا ليعزف نوتات موسيقية مختلفة، وجميع القيثارات متصلة مع بعضها البعض بشبكة حتى تعزف جميعها النوتات الصحيحة في الوقت الصحيح لتلك المعزوفة. |
| Müzik notaları. | Open Subtitles | نوتات موسيقية |