| İnsanlar her şeye karşıttır ama tüm seçenekleri tutmak zorundayız. | TED | الناس يعارضون كل شيء، ويجب أن نُبقي جميع الخيارات على الطاولة |
| Açıkça, ailem ve ben bunu gizli olarak tutmak istedik, ama bir şekilde medyadaki o akbabalar öğrenmişler. | Open Subtitles | بالتأكيد أننا أردنا أن نُبقي ذلك سرا ولكن طيور الإعلام عرفوا بذلك |
| Dinle, bunu basit tutmalıyız. Demek istediğim, belki de bazı kurallar koymamız gerekiyor. | Open Subtitles | اسمع، يجب أن نُبقي الأمر بسيطاً أعني، ربما علينا إقامة قوانين أساسية |
| Onu bulmak için 30 saniye telefonda tutmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نُبقي الخطّ مفتوحًا لثلاثين ثانية. |
| - Olay yerini şimdilik gizli tutalım. | Open Subtitles | دعونا نُبقي موقع الجريمة طيّ الكتمان بالوقت الراهن. ماذا؟ |
| Şimdilik bunu profesyonellik sınırlarında tutalım. | Open Subtitles | لكن دعنا نُبقي علاقتنا مهنيّة في الوقت الحالي. |
| Bence iletişimi en az seviyede tutmak en iyisi olacaktır. | Open Subtitles | أجل، إنّه من الأفضل غالباً بأن نُبقي إتصالاتنا على الحد الأدنى |
| Ününü göz önüne alırsak, garnizonu tam güçte tutmak en iyisi olacaktır. | Open Subtitles | بالنظر إلى سُمعته، أظنّ أن من الأفضل أن نُبقي الحرس في أتمّ قوة. |
| Onları tutuklamış olsaydık tüm bu işin sonu açık mahkemede biterdi ve bu meseleyi gizli tutmak istediğimizi biliyorum. | Open Subtitles | إن كنّا سنعتقلهم فسينتهي الأمر برمته في محاكمة علنية و أتمنى أن نُبقي هذا الأمر سرّياً |
| Nedenini anlamıyoruz bu yüzden kendi araştırmamızı güvenlik için kendi evimizde tutmak istiyoruz. | Open Subtitles | لذا فأردنا أن نُبقي بحثنا فيما بيننا للسلامة. |
| Beklentilerimizi düşük tutmak bizi hayal kırıklığına uğramaktan kurtaracak mı? | Open Subtitles | نُبقي توقعاتنا منخفضة جدا حتى لا يهيب املنا ابدا |
| Her şeyi kontrol altında tutmak için. | Open Subtitles | لكي نُبقي كل الأمور تحت السيطرة. |
| Ama bence ilişkimizi tamamen profesyonel seviyede tutmalıyız. | Open Subtitles | ... و لكن أعتقد أننا يجب أن نُبقي علاقتنا مهنية بحتة |
| Crystal haklı. Her ihtimale karşı operasyonu kontrol altında tutmalıyız. | Open Subtitles | (كريستال) على حق، يجب أن نُبقي السيطرة على العملية للأحتياط. |
| Bacaklarını temiz tutmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نُبقي ساقيه نظيفتين |
| Kyle takvimimi Andrews'taki bir hava alanı gibi ayarlıyor o yüzden bunu kısa tutmalıyız. | Open Subtitles | (كايل) تُدير جدول أعمالي كهبط للطائرات في (أندروز)، لذا يجب أن نُبقي هذا مُوجزاً. |
| Belki de bir süre bunu aramızda tutmalıyız. Sen, ben ve Logan. | Open Subtitles | من الأفضل أن نُبقي الأمر بيننا و (لوقان) للوقت الراهن. |
| Şimdilik bu konuyu kendi aramızda tutalım. | Open Subtitles | دعينا نُبقي هذا الأمر ضمنَ السجن حالياً |
| - Düşünme bence. - Peki. İşi profesyonel tutalım o zaman. | Open Subtitles | حسناً، لا تفعل- حسناً، دعينا نُبقي الأمر إحترافياً- |
| Hey,bunu saatten uzak tutalım, olur mu? | Open Subtitles | دعنا نُبقي هذا خارج ساعات العمل، حسناً؟ |
| Pekala. Bunu basit tutalım. | Open Subtitles | حسناً ، دعنا نُبقي ذلك الأمر بسيطاً |