| Claire, şu sahne ışıklarını yak da Bu çocuklar işe girişsinler. | Open Subtitles | كلير ، افتحي اضواء المنصه و اجلعي هؤلاء الشباب يستعدوا |
| - Hiç kolay olmadı... ama Bu çocuklar canavar gibi. | Open Subtitles | لم يكن عملاً سهلاً لكن هؤلاء الشباب يعملون كالحيوانات |
| Sue... bu çocukları hiç bu kadar ciddi görmemiştim. | Open Subtitles | سو، أنا لم أر هؤلاء الشباب بهذه الجدية من قبل |
| Fakat bu çocukların zaten aklında bir şeyler var ama tuvale dökemiyorlar. | Open Subtitles | ولكن هؤلاء الشباب لديهم أشياء في رؤوسهم لا يستطيعون وضعها على الورق |
| Khe Sanh'da, Long Duc'da ve 364. tepede bu gençler canlarını verdiler. | Open Subtitles | في "كهي سان" و "لان دوك" والهضبة 364 هؤلاء الشباب ضحـّوا بحياتهم |
| Bu davayı aldın, çünkü... eğer O çocuklar... | Open Subtitles | لقد توليت القضية بسبب إذا كان هؤلاء الشباب |
| Bunu yaparsak, Bu adamları halledersek kamp devam eder. | Open Subtitles | نحن نفعل ذلك، للقبض على هؤلاء الشباب لإستمرار المخيم. |
| Bu çocuklar iyi birine benziyor ama inek oldukları aşina. | Open Subtitles | هؤلاء الشباب يبدون لطفاء ، لكنهم مغفلين تماماً |
| Bu çocuklar, birkaç yıl önce Kaliforniya'da katledildi. | Open Subtitles | كل هؤلاء الشباب قد قتلوا منذ سنتين مضت في كاليفورنيا |
| - Bana da. - Bu çocuklar 16-0. Bütün bu okul, bütün bu halk bu takımın arkasında. | Open Subtitles | هؤلاء الشباب في السادسة عشرة من عمرهم المدرسة كلها، الرابطة كلها ستكون خلف الفريق |
| Bu çocuklar bizi dışarıda koruyabilir. | Open Subtitles | هؤلاء الشباب قد يحموننا هناك فى الأماكن المفتوحة ماذا تقولان؟ |
| bu çocukları nasıl bir işe bulaştırdığının farkında mısın? | Open Subtitles | هل فكرت بما الوضع الذي ستضع هؤلاء الشباب به؟ |
| bu çocukları nasıl bir işe bulaştırdığının farkında mısın? | Open Subtitles | هل فكرت بما الوضع الذي ستضع هؤلاء الشباب به؟ |
| En büyük efsanelerden biri bu çocukların soğuk ve kalpsiz ve şiddetlerinde görülmedik şekilde cesur olduklarıydı. | TED | وإحدى أكبر هذه الإنطباعات أن هؤلاء الشباب هم بدون أحاسيس أو مشاعر وأنهم جريئين على نحو غير معهود في إرتكابهم للعنف. |
| Bar sahibine bu çocukların akıl hastası olduklarını söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرت صاحب الحانة أن هؤلاء الشباب كانوا |
| Tanrı bize bunları öğretir. bu gençler de bunun bir örneğini sergiledi. | Open Subtitles | هذا ما يعلمه الرب لنا، وهذا ما مثله هؤلاء الشباب لنا |
| O çocuklar buraya yakın bir yerde öldürüldüler. | Open Subtitles | هؤلاء الشباب قاموا بالقتل قريبا من منطقتهم |
| Bu adamları destek ekipsiz bırakamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك هؤلاء الشباب بدون دعم |
| Sana bu adamların Baltimore okullarının ürünü olduklarını hatırlatmama gerek var mı? | Open Subtitles | يجب أن أذكّرك أيّها المحقق هؤلاء الشباب هم خرّيجوا مدارس بالتيمور |
| bu genç adamlar da çok farklı hedeflerin taşeronu olmuştu. | Open Subtitles | و هؤلاء الشباب كانو الأداة المستخدمة لتمرير أجندات أخرى مختلفة |
| Bu memurlar genç insanların hayatlarında kendi hâllerinde bir düzene ulaşana kadar büyük bir rol oynuyorlar. | TED | يؤدي ضباط السجن دورا مهما في حياة هؤلاء الشباب لمدة معينة حتى يتم حل قضيتهم. |
| Bu adamlara burada ne halt etmeye geldilerse, onları yapmalarına izin vermemiz gerekiyor. | Open Subtitles | لندع هؤلاء الشباب يذهبون لفعل ما جاءوا حقاً لفعله هنا |
| Bu herifler her zaman buraya gelir. | Open Subtitles | هؤلاء الشباب هم هنا طوال الوقت سوف يأتون بسرعه |
| Ben Bu çocuklara hayatlarına yön verecek disiplini öğretmeye çalışıyorum... ve onlara seçenekler veriyorum. | Open Subtitles | الآن، أنا أحاول تعليم هؤلاء الشباب النظام الذي سيضبط إيقاع حياتهم ويمنحهم إختيارات عديدة |
| o çocukların dövüşmeyi bilmemeleri şanstı. | Open Subtitles | لحسن الحظ هؤلاء الشباب لم يكونوا يعرفوا شيئا عن القتال |
| - Bu adamlardan tanıdığın var mı? - Hayır. | Open Subtitles | هل تعرفين احد من هؤلاء الشباب ؟ |
| - Ya da bu adamlar için normal neyse artık. | Open Subtitles | أو اي حياة طبيعية كانوا بها هؤلاء الشباب. اجل, حسناً. |