| bir telefon kulübesindeyim küçük bir Yunan adasında ve Celia ile sevişiyoruz. | Open Subtitles | أَنا في كشك هاتف في جزيرة يونانية صغيرة. وأُمارسُ الجنس مَع سيليا. |
| İster inan, ister inanma, Londra'da bir telefon kulübesindeyim. | Open Subtitles | أنا في الحقيقة صدّقي أو لا تصدّقي أنا هنا في كشك هاتف في لندن |
| Yağmurlu bir günde bir telefon kulübesinde başıboş durursanız ve eflatun şemsiyeli bir adam size yaklaşırsa televizyona yaklaşmanızı öneririm. | Open Subtitles | اذا وقفت بشكل عشوائي في كابينة هاتف في يوم مُمطر وتقابل رجلا وكان وجهه مغطى بشمسية بنفسجيه, |
| Parkin diger tarafinda bir telefon var. | Open Subtitles | جيّد هناك هاتف في الجانب الآخر من المنتزه |
| Evleneceksin ve evinde 4 telefon hattı olacak ve ansızın, seni yakalayacak tıpkı buz gibi bir hava dalgası gibi. | Open Subtitles | ستتزوجين ، ويكون لديك أربعة خطوط هاتف في المنزل ستتزوجين ، ويكون لديك أربعة خطوط هاتف في المنزل ثم ، تنفجر ، وسيسطر عليك مثل انفجار الهواء البارد المجمد |
| ama buzdolabına telefon koymayı iyi bilirsiniz. | Open Subtitles | و هناك هاتف في الثلاجة |
| Parkın diğer tarafında bir telefon var. Dört dakika içinde orada ol. | Open Subtitles | هناك هاتف في الجانب الآخر للمتنزّه كن هناك خلال 4 دقائق |
| Caddenin karşısındaki mağazada bir telefon var. | Open Subtitles | هناك هاتف في المتجر المقابل للمدرسة سوف أتصل بالشرطة |
| Santral, ben bir yerlerde bir telefon kulübesindeyim. | Open Subtitles | المشغل، أنا في كشك هاتف في مكان ما، من الواضح، وأنا كنت |
| Dışarıda bir telefon var, yardım çağırabiliriz. | Open Subtitles | هناك هاتف في قاعة الأنتظار يمكننا طلب المساعدة من خلاله |
| Gece yarısı kim bir telefon için sıraya girer bilmiyorum ama birileri beklemek istememiş. | Open Subtitles | لا أعرف من الذي يخطط لسرقة هاتف في منتصف الليل لكن شخص ما لا يريد أن ينتظر. |
| Odasında hastaneyi arayacak bir telefon yok. | Open Subtitles | لا يوجد هاتف في غرفتها ليتصل بالمشفى. |
| Tek istediğim, Paris'te bir telefon numarası. | Open Subtitles | - موافق. كل ما أريدة منك هو رقم هاتف في باريس |
| Oraya bir telefon almak istiyorum. Ama bu çok para tutar. | Open Subtitles | اريد ان اقوم بتثبيت هاتف في الاعلى - ولكن الهاتف سيكلف مالا - |
| Bu evde tek bir telefon yok Rica. | Open Subtitles | يوجد أكثر من هاتف في هذا البيت, ريكا |
| Hollis Doyle'un masasında bir telefon bulduk ve o telefondan bir tek suikastçının numarası aranmış. | Open Subtitles | كان لدينا هاتف في درج هوليس يتصل برقم واحد فقط... وهو رقم القاتلة. |
| Benzincide firmayı arayabileceğim bir telefon buldum. | Open Subtitles | تمكّنت من استخدام هاتف في محطة وقود... للاتصال بالمنشأة. |
| Bu Roma'da bir telefon numarası. | Open Subtitles | هذا رقم هاتف في روما |
| Ama orada bir telefon hattı olabilir. | Open Subtitles | لكن هناك قد يكون a خطّ هاتف في هناك. |
| Ama buzdolabına telefon koymayı iyi bilirmişiz. | Open Subtitles | هناك هاتف في الثلاجة |