| Üç yönden saldırdılar ve hepsini geri püskürttük. | Open Subtitles | لقد هاجموا من ثلاثة أتجاهات و صُد هجومهم |
| Silahsız bir köye roket bombalarıyla saldırdılar. | Open Subtitles | لقد هاجموا قرية غير مسلحه بالقنابل الصاروخيه |
| Uzay gemisine saldırın. | Open Subtitles | إلى كلّ الوحدات هاجموا تلك السفينة الفضائية |
| Kaç Güneyli asker garnizona saldırdı? | Open Subtitles | كم عدد الجنود الجنوبيون الذين هاجموا المكتب ؟ |
| Bu belgenin gizli bir rapor olduğuna inandırılmıştı, yeni petrol hattına saldıran teröristlerin kimliklerini içeren. | Open Subtitles | كان يامن بان الوثيقة هي تقرير سري تظهر الارهابين الذين هاجموا انابيب خطه الجديد |
| Ellerinde bıçaklar, palalar ve oklarla Ramazan ayında dua eden Müslümanlara saldırmışlar. | Open Subtitles | كانوا مسلحين بالسكاكين والمناجل والأقواس وقد هاجموا المسلمين أثناء صلاتهم في رمضان |
| Bakterya'ya Hücum! | Open Subtitles | هاجموا دولة بكتيريا في الحال |
| Silahsız bir köye roket bombalarıyla saldırdılar. | Open Subtitles | لقد هاجموا قرية غير مسلحه بالقنابل الصاروخيه |
| Ama neden istasyona saldırdılar? . | Open Subtitles | ومازال لا توجد إشارة للسبب الذي من أجله هاجموا المحطة؟ |
| 1314 yılında, İskoç vatanseverleri, az sayıda ve aç olarak, Bannockburn'e saldırdılar. | Open Subtitles | في سنة 1314 مواطنوا إسكوتلندا الجائعون والكثر هاجموا حقول بانوكبورن |
| "Buraya saldırın, şuraya saldırın." | Open Subtitles | صائحاً : هاجموا هنا، هاجموا هناك |
| Şu Federasyon gemilerine saldırın, çabuk. | Open Subtitles | هاجموا تلك السفن الاتحادية بسرعة |
| Vampirler gün ışığında saldırdı. Hiç böyle yapmazlar. | Open Subtitles | مصاصو الدماء هاجموا في وضح النهار لم يسبق لهم فعل ذلك |
| -Farkındayım. Vampirler gün ışığında saldırdı. | Open Subtitles | مصاصوا الدماء هاجموا في النهار لم يفعلوا هذا من قبل |
| Gemiye saldıran adamlar gaz maskesi takıyorlar mıydı? | Open Subtitles | الرجال الذين هاجموا السفينة هل كانوا يرتدون اقنعة للغاز؟ |
| Öyle göründüğünü biliyorum ama birkaç ay önce kasabaya saldıran o serseriler konusunda dürüsttüm. | Open Subtitles | أعلم أن الأمر يبدو كذلك، ولكنني كنت صادقًا بشأن قطاع الطرق الذين هاجموا القرية قبل شهرين |
| Daha sonra öğrendim ki kardeşimi başkası sanıp yanlışlıkla saldırmışlar. | TED | عرفت بعد ذلك أنهم هاجموا أختي بسبب خطأ في الهوية، حيث ظنوها شخصاً آخر. |
| Safları sıkılaştırın! Hücum! | Open Subtitles | نظموا الصفوف, هاجموا |
| Birinin dediğine göre, Baxterlar küçük eve saldırmış. | Open Subtitles | احد الرجال اخبرني ان الباكستر هاجموا البيت الصغير |
| Ama eğer yabancı bir S.K. 'na saldırırlarsa ve sahte sertifikalar basarlarsa, yapabilirler. | TED | الا اذا هاجموا شركات شهادة الأمان الغربية واصدروا شهادات مزيفة |
| Aileme saldıranlar hakkındaki haberleri sormaya gelmiştim. | Open Subtitles | لقد أتيت لأرى إن كانت لديك أي معلومات عن الأشخاص الذين هاجموا عائلتي |
| Federaller Miami Havaalanı'nın kuzeyindeki bir gecekondu mahallesine bu sabah bir baskın düzenledi. | Open Subtitles | العملاء الفيدراليون هاجموا مخيما غير قانوني شمال مطار " ميامي " هذا الصباح |
| Asiler New Mexico'daki ve güney batıdaki tesislere saldırıp her şeyi yaktılar. | Open Subtitles | الثوّار هاجموا وأحرقوا مشروعا وسائل في نيو مكسيكو والمنطقة الجنوبية الغربية. |
| Enkazdan yola çıkarak, resmî kaynaklar adamların yarı otomatik silahlarla saldırdıklarını söylüyorlar. | Open Subtitles | من الحطام يعتقد المسئولون المسلّحون هاجموا بالأسلحة النّصف آليّة |
| Evet, mezarını bastılar ve tabutu çalındı. | Open Subtitles | نعم، هاجموا قبره وسرقوا تابوته |
| Onun Esteban'a saldırdığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | أنا أقول أنهم هاجموا بعضهم البعض |
| Göz kasına saldırdıklarında göz ters döndü. | Open Subtitles | هاجموا عينيه و العضلات حولها جاعلة عينيه تنقلب |