| Hashtag Black, seni yeni yazarımızla tanıştırayım Hank Moody. | Open Subtitles | (هاشتاغ بلاك)، اسمح لي بأن أقدم لك أحدث كاتبٍ لدينا -هانك مودي) ) |
| Bunu yapabilecek bir pozisyonda değilim Hashtag ve o kadar komik de değilim. | Open Subtitles | لست بموضعس لفعل هذا يا (هاشتاغ) ولست مضحكاً لهذه الدرجة |
| Söylediklerini anlıyorum Hashtag ama konuşma şeklin çok agresif. | Open Subtitles | أتفهم ما تقوله، (هاشتاغ) لكن لغتك عنيفةٌ للغاية |
| Konumuza dönersek, Hastag sahneyi baştan yazmamı istiyor. | Open Subtitles | لنعد إلى الأرض، حيث (هاشتاغ) يريد مني إعادة كتابة المشهد |
| Hastag seni arıyor, Hank. | Open Subtitles | بالرغم من هذا العداء الغير مبرر (هاشتاغ) يبحث عنك يا (هانك) |
| Listenin neresinde olduğun zerre sikimde değil seninle sikişmeyeceğim, Hastag. | Open Subtitles | لا أهتم بما هو مركزك لن أضاجعك يا (هاشتاغ) |
| Hashtag bana Bentley'iyle bir tur atmayı teklif etti. | Open Subtitles | حسناً، (هاشتاغ) طلب مني أن أذهب بجولة في سيارته الـ(بنتلي) |
| Hashtag'le flörtü mimimum seviyede tutmalısın. | Open Subtitles | على الأرجح أن تبقي الغزل -مع (هاشتاغ) قليلاً -أنا لا أتغزّل به |
| Yani, ne Rath'e ne de Hashtag'e ne de bir başkasına ilgi duymuyorum. | Open Subtitles | أعني، أنا لست مهتمة بـ(راث) أو (هاشتاغ) او أي أحد |
| Hashtag sen buyrun. | Open Subtitles | هاشتاغ لا شكر على واجب. |
| Hashtag, DavamızıVurguluŞekildeİfadeEdiyoruz. | Open Subtitles | "هاشتاغ": "عرض قضيتنا بإصرار." |
| Mektubun sonunda, diğerlerinin de #SuçluDeğil Hashtag'iyle kendi deneyimlerini aktarmalarını istedim. Böylece, tacize uğrayanlar, suçlu hissetmeden veya utanç duymadan başına gelenleri ifade edebilecek ve bizler de cinsel istismara karşı durabilecektik. | TED | في نهاية الرسالة، طلبت من الآخرين أن يكتبوا عن تجاربهم من خلال هاشتاغ "#لست_مذنباً". للتأكيد على أن الناجين من الاعتداءات يمكنهم أن يعبروا عن أنفسهم دون الشعور بالخزي أو الذنب اتجاه ما حصل معهم -- لنظهر أننا قادرون على الوقوف في وجه الاعتداءات الجنسية. |
| Hashtag "şüpheli. " | Open Subtitles | "هاشتاغ - مثير للشكوك". |
| Hashtag bir parça bok. | Open Subtitles | "هاشتاغ"، هُراء! |
| - Afedersin, Hashtag. - Senin için bir önerim var. - Hayır! | Open Subtitles | -اعذرني، (هاشتاغ)، أود أن أروج لك فكرة |
| Sanırım Hastag az önce kendi sistemiyle çalışmaya başladı ve... ve, bilirsin işte biz de başa dönüp her şeyi tekrar yapacağız. | Open Subtitles | أظن بأن (هاشتاغ) يحاول شيئاً ما ويخرجه من نظامه، وتعرف سنعود ونصور كل هذا |
| Seni yanlış yönlendirmek istemem Hastag. | Open Subtitles | لن أجعل شخصيتك خطائة يا (هاشتاغ) |
| Yani, sanırım Hastag önemli bir noktaya dokundu. | Open Subtitles | أعني، أظن لـ(هاشتاغ) فكرة |
| Hastag seni arıyordu. | Open Subtitles | (هاشتاغ) يبحث عنك |
| - Öyleyiz, Hastag. | Open Subtitles | نحن كذلك يا (هاشتاغ). |
| Elbette, neden olmasın ki Hastag? | Open Subtitles | بالطبع. لمَ لا يا (هاشتاغ)؟ |