| Geçenlerde, Brezilya'da binlerce insandan oluşan bir kalabalığın üstünde George Frideric Handel çalarak uçtum. | TED | مؤخرًا، طرت فوق حشد من آلاف الناس في البرازيل أعزف موسيقى لجورج فريدريك هاندل. |
| Grip olmuştum ve evde kanepede uzanırken ve internette dolaşıyorken, birden, Handel'in piyano için yazdığı besteleri buldum. | TED | كنت مصابة بالأنفلونزا وأجلس في المنزل على الأريكة وأتصفح الأنترنت قليلًا، حيث اكتشفت أن هاندل قد كتب أعمال للبيانو. |
| Brahm'ın 2. senfonisi, biraz Beethoven, Handel ve tek bir Yunan notası bile yok. | Open Subtitles | سيمفونية برامز الثانية.. القليل من بيتهوفين هاندل و لن يوجد أي شيء يوناني |
| Aynı havayı solur aynı müziği severdik - Handel ve Mozart. | Open Subtitles | استنشقنا نفس الهواء استمعنا الى نفس الموسيقى موتسارت و هاندل |
| Handel'in oratoryoları ve öncesinde bir barok konçerto var. | Open Subtitles | أناشيد هاندل و قبل ذلك سنقدم قطعا باروكية |
| - Handel'dan nefret ediyorum. - Handel da senden nefret ediyor. | Open Subtitles | ـ أنا أكره هاندل ـ هاندل يكره المطربين أيضا |
| Handel'in kutsal ilahisini alıp salonun ortasına çarpacaksınız. | Open Subtitles | لموسيقى هاندل السماوية واضربوه بشدة خارج ملعب البيسبول |
| Seninki Handel. Çok güzel bir müzik. Bu gece senin için bir rüya yapacağım. | Open Subtitles | إنها هاندل ، محببة جداً سأخترع لك اليوم حلمأً عندما تنامين |
| Hüzünlü ama çok güzel. Handel'le iyi bir uyum sağlardı. | Open Subtitles | إنها حزينة لكنها رائعة أعتقد أنها تتوافق جيداً مع موسيقا هاندل |
| Her şey yolunda, Handel. Kendisi güvende ama seni görmek için yerinde duramıyor. | Open Subtitles | كل شيء تم, (هاندل) , انه بأمان الأن و اظن انه يود رؤيتك |
| Halle'in diğer ünlü evladı büyük besteci George Handel adına dikilmiş. | Open Subtitles | ومع ذلك فإن التمثال في ميدان البلدة، يُوقر ابنا مشهوراً آخر لبلدة (هالي)، المُلحن (جورج هاندل). |
| Handel diyorum. | Open Subtitles | اعتقد أن هذا من تأليف هاندل |
| Chaucer'ın, Handel'ın ve Dickens'ın bastığı yerlere ayak bastığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أني أمشي على (شوسر) و(هاندل) و (ديكنس). |
| Mâdem bu kadar uyumluyuz sen de demircilik yaptığına göre Handel'i düşünür müsün isim olarak? | Open Subtitles | سأخبرك بما ان اود قوله , ترى اننا منسجمون للغاية و انت لكونك حدادا ً أتود ان يكون (هاندل) أسماً مألوفاً؟ |
| Uyumlu Demirci. Handel'in bestesidir. | Open Subtitles | (جميع الحدادين المنسجمين من عائلة (هاندل |
| Kusuruna bakma, Handel. | Open Subtitles | اعتذر لك (هاندل), انها تعتقد ان لك تأثيراً سيء علي |
| Bu Handel ile alakalı değil. | Open Subtitles | هذا ليس عن هاندل |
| Sanırım odamda Handel'ın bir yaprağı olacaktı. | Open Subtitles | أعتقد أنني حصلتُ على ورقة مطوية من (هاندل) في غرفتي |
| Opera! Gluck ve Handel'i boş verin. Bir skandal bulun, başarınız kesin. | Open Subtitles | فليذهب (جلاك) و(هاندل) إلى الجحيم |
| Handel'ı kulaktan çalabiliyordu. | Open Subtitles | كان يعزف مقطوعة(هاندل)بمجرد سماعه لها |