"هاهو" - Translation from Arabic to Turkish

• burada
• orada
• geliyor
• Hahou
• şu
• İşte geldi
• Al
• - İşte
• Bak
• buradanmış

burada Jim'in ölmeden sadece birkaç hafta önceki hali, göreceğini beklemediği doğum günü partisinde.
هاهو جيم فقط بضعة أسابيع قبل وفاته، يحتفل بعيد ميلاد لم يتوقع أن يراه.

Bu altı bacaklıdır ve kuyruğu vardır. burada biir çit ve bir ağaç üzerinde .
له ستة سيقان وذيل. هاهو هنا على السياج والشجرة

İşte orada gidiyor. Şerif, orada.
هاهو ذاك أيها المأمور إنه هناك أيها المأمور

İşte geliyor, bugün pek de yakışıklı.
اوباه هاهو قادم ويبدو بصورة جيدة و مخيفة

Bayan, civarda ki tüm binalara baktık. Hahou Mo izini kaybettirdi.
"سيّدتي، لقد فتّشنا المباني المجاورة، ولا أثر لـ (هاهو مو)"

Olay şu, tatlım birini işe alırken gözlerime ve içgüdüme inanırım.
حسناً هاهو الاتفاق عزيزتي انا اعتمد على عيني وحدسي عندما اوظف

İşte geldi. Bir baca temizleyicisi kadar incesin ama jilet gibisin. Hey.
هاهو , يحاول ان يكون لطيفا ولكن بصره حاد

Kesinlikle. Çocuk 800 aldı. Al sana uşak.
طبعا تحتاج ، فقد حصلت على 800 هاهو خادمك

burada yapay ayağa sahip bir Amerikan vatandaşı ve oğlu var.
هاهو مواطناً امريكياً برفقه ابنه ولديه رجلاً صناعيه

İşte Amiral Fletcher'in ön raporu burada, efendim.
هاهو تقرير الادميرال فليتشر الاولى , سيدى

İşte burada, dünyanın yeni ağır sıklet şampiyonu, Rocky Balboa.
هاهو بطل العالم للوزن الثقيل.. روكى بالبوا

Size buraya kurduğumuz bekleme bölgesine kadar eşlik edeceğim. Dur, işte orada! Bay Rosso, Lindsay'e bu şansı verdiğiniz için çok teşekkür ederim.
حسناً، الأن، علي فقط مرفقتك أنتظر، هاهو ذا لأعطى ليزني هذه الفرصة إلى أين أنت ذاهب؟

Köşeye geliyorduk ki işte orada, tam önümde havada süzülüyordu.
لقد كنّا نأخد المنعطف، ومن ثم هاهو يطفو امامي

Hadi şimdi gidip şu sis canavarını bulalım. İşte orada.
الآن دعونا نذهب لنجد وحش الضباب هذا. هاهو.

Küçük parmak adam seni yakalamaya geliyor.
هاهو الرجل الأصبع الصغير آتى لينال منك هممم؟

İşte geliyor. İşimizde ne kadar başarısız olduğumuzla ilgili ateşli, küçümseyici bir konuşma.
هاهو تعليقٌ آخر متكبر و متعالي يبين كم هي مضجرة وظيفتنا

Ben Fung Yu-sau. Hahou Mo ile konuşacaktım.
"فونغ يو-سو) يتحدّث)، دعني أحادث (هاهو مو)"

Adam Fung Yu-sau olduğunu söyledi. Hahou Mo'yu istiyormuş.
قال أنّه (فونغ يو-سو)، ويودّ محادثة (هاهو مو).

Senden beklediğim bu. Yapın şu işi.
هاهو المسدس وهاهي الكميرا الآن أطلق علي النار

Teklifim şu... Hemen teklife mi başladı?
ما أود أن أقترحه هاهو يقترح منذ البداية ؟

- İşte geldi. Bu o.
هاهو المكان اللذي قال عنه.سيستعملون نفس الوسائل.

Mills, likörleri nereye koyuyorsunuz? - İşte geldi. - Durdur. 6 dakika 42 saniye.
ميلز , أين تحفظون المشروبات الكحولية؟ هاهو

Al işte, birisi daha zar zor kazanılan parasını çarçur edip aslında bitkilerin üremesine yarayan şeylere vermiş.
هاهو شخص اخر اسرف نقوده التي كسبها بصعوبة و كد على بعض البناتات.

Bak, arkadaşın Chigasov orda... içki ve sigara muhabbetlerine daldığın kişi.
هاهو ذاك اذا الذي يمدك بالسجائر, و بكل ما تحتاج له