| Babam onu polise ihbar etmekle tehdit etti. | Open Subtitles | بعدما هدده والدي بتسليمه إلى الشرطة |
| Nedenini bilmiyorum ama ondan hoşlanmıyordu Asteğmen Hayes, komutanı tehdit etti. | Open Subtitles | لم يحبه, ولا أعرف لماذا لكن ساء الأمر عندما هدده (إنسين هايز) شفهياً |
| Widener suçu Gibson'un üzerine yıktı ve sessiz kalması için de kızını öldürmekle tehdit etti. | Open Subtitles | لقد ألصق (وايدنر) تلك التهمة بـ (غيبسون) ثم هدده بقتل ابنته إذا تحدث بأي شيء |
| Onu gerçek polisleri çağırmakla tehdit etmiş. | Open Subtitles | و هدده بإشراك الشرطة الحقيقيه |
| Çünkü Max başkası duyursa daha çok zorbalık etmekle tehdit etmiş. | Open Subtitles | لأن " ماكس " هدده لو آذاها أكثر سيعاقبه |
| Tek bildiğim, patronunun onu çölün ortasına götürüp tüm ailesini öldürmekle tehdit ettiği. | Open Subtitles | ما أعرفه هو أنه أخبرني بأن رئيسك أخذه في الصحراء و هدده بقتل جميع أفراد عائلته |
| Ya duvarın öteki tarafında onu tehdit eden biri vardır ya da ortağı. | Open Subtitles | .. كان له شريك على الجانب الآخر " أو إذا هدده شخص ما للقيام بذلك. |
| Bence David ona karşı koydu ya da birine anlatmakla tehdit etti. | Open Subtitles | أعتقد بأن (ديفيد) حاول مقاومته أو هدده بأخبار شخص اًخر ( و (هوارد |
| Widener, Gibson'u kızını öldürmekle mi tehdit etti? | Open Subtitles | ثم هدده بقتل ابنته إذا تحدث بأي شيء (وايدنر) هدد بقتل ابنة (غيبسون) ؟ |
| Widener suçu Gibson'un üzerine yıktı ve sessiz kalması için de kızını öldürmekle tehdit etti. | Open Subtitles | لقد ألصق (وايدنر) تلك التهمة بـ (غيبسون) ثم هدده بقتل ابنته إذا تحدث بأي شيء |
| Evet, onu silahla tehdit etti! | Open Subtitles | نعم, لقد هدده بمسدس! |
| Symchay muhtemelen onu ifşa etmekle tehdit etti. | Open Subtitles | من المُرجح أن (سيمشي) قد هدده بكشف أمره |
| Onu tehdit etti Clark. | Open Subtitles | لقد هدده كلارك |
| Clay ona rüşvet vermiş ya da onu tehdit etmiş olmalı. | Open Subtitles | من الممكن ان (كلي) رشاه او هدده |
| Salucci onu tehdit etmiş. | Open Subtitles | سالوشي" هدده" |
| Charles onu tehdit etmiş. | Open Subtitles | "تشارلز" هدده |
| Ve babası onu üniversiteye gitmeden önce uçakta onu tehdit ettiği zaman | Open Subtitles | بواسطة أبيه و هدده على متن طائرة |
| - Bunu öldürmekle tehdit ettiği adama söyle. | Open Subtitles | قولي ذلك للرجل الذي هدده بالقتل |
| Sevgili Thomas, Norfolk ısırmakla tehdit ettiği zaman, gitme zamanı gelmiş demektir. | Open Subtitles | ابتهج ثوماس، حين هدده نورفولك بأن يعضه... حان وقت الذهاب... |
| Michael, onu daha önce tehdit eden adamı görür. | Open Subtitles | ظن (مايكل) أنه رأى الرجل الذي هدده سابقاً |