| Parlak Göz, sana bir hediyem var. | Open Subtitles | شكرا لك يا صاحب العينين البراقتين ، لدي هدية من أجلك |
| -Saç kesimini sevdim. Gel, sana bir hediyem var. | Open Subtitles | ما هذا الشهر المثير ابتعد ، لدي هدية من أجلك |
| -Al, sana bir hediyem var. -Harika. Teşekkür ederim! | Open Subtitles | أنظر، انها هدية من أجلك رائع ، أشكرك |
| Ama yalan söyleme sebebim aslında senin için bir hediye paketliyor olmamdı. | Open Subtitles | لكن سبب كذبي لأني كنت أجهز هدية من أجلك. |
| Senin için bir hediyem var, Casey. | Open Subtitles | (أنا لدى هدية من أجلك يا (كايسي |
| Oh, benim de sana bir hediyem var. | Open Subtitles | لدي هدية من أجلك |
| sana bir hediyem var. | Open Subtitles | معي هدية من أجلك |
| Sen ölmeden önce, sana bir hediyem var. | Open Subtitles | قبل أن تموت، لدي هدية من أجلك |
| Çünkü sana bir hediyem var. | Open Subtitles | -أجل لأنه لدي هدية من أجلك |
| sana bir hediyem var. | Open Subtitles | -لديّ هدية من أجلك |
| Eğil, Corcoran, sana bir hediyem var. | Open Subtitles | (أنحني , (كوركران ! لدي هدية من أجلك |
| Cassie, sana bir hediyem var. | Open Subtitles | يا (كاسي) , لديّ هدية من أجلك |
| DiNozzo, sana bir hediyem var. | Open Subtitles | (دينوزو)، لديّ هدية من أجلك. |
| Çantada senin için bir hediye var. | Open Subtitles | ثمّة هدية من أجلك في الحقيبة. |
| Senin için bir hediye. | Open Subtitles | هدية من أجلك. |
| - Senin için bir hediyem var. - Pekala. | Open Subtitles | لدي هدية من أجلك - حسناً - |