| bu anlaşmayı yaptın çünkü içeride olmak istedin, benim işimi istedin ve pisliklerini halletmesi için McLeod'a ihtiyacın vardı. | Open Subtitles | انت قبلت هذا الاتفاق لانك اردت الدخول فيه , انت اردت وظيفتى واحتجت ماكلويد ليحمل لك خطاياك |
| bu anlaşmayı anlarsa, gerçekten üzülür. | Open Subtitles | إن اكتشف أمر هذا الاتفاق سيكون الأمر غير مريح |
| Anlaşma böyle değildi. Paketi görmemiz lazım. - 5...4... | Open Subtitles | ليس هذا الاتفاق علينا رؤية الطرد سوف تفعل هذا صحيح ؟ |
| Ruslar ilk günden beri bu anlaşmadan caymanın yollarını arıyorlar. | Open Subtitles | الروس ما فتئوا يحاولون التملص من هذا الاتفاق منذ اليوم الأول |
| Eğer o anlaşma, bu ülkeyi koruyacak olan şeylerin önüne geçiyorsa sence Başkan bunun arkasında durur mu? | Open Subtitles | لو وقف هذا الاتفاق عقبة في طريق حماية هذا البلد هل تعتقدين أن الرئيس سيوافق عليه؟ |
| bu anlaşmanın yalnızca Orta Yol ve birkaç bağımsızla değil Yeni Demokratlar'la yapıldığını kabul etmelisin. | Open Subtitles | لايجب ان يتم هذا الاتفاق مع المحافظين وحفنة من المستقلين ولكن بوجود حزب الديموقراطيين الجدد |
| İncil üzerine yemin ederiz ki, Bu anlaşma, aramızda daimathat this agreement will always remain kutsal ve bağlayıcı olarak kalacaktır. | Open Subtitles | نقسم بالانجيل المقدس ان هذا الاتفاق سيبقى دوما ملزم و مقدس بالنسبه لنا |
| Hayır değil ama bu anlaşmada bazılarımızın istediğini pek elde edemediğini de görmezden gelemezsin. | Open Subtitles | كلا، ولكن لا يمكنك تجاهل حقيقة أن بعضنا لا يستفيد من هذا الاتفاق جيدا |
| Bay Söze, sizden bu anlaşmayı durdurmanızı istiyor. | Open Subtitles | السيد سوزي يرغب في ان توقفوا هذا الاتفاق |
| Vali bu anlaşmayı yaptığı zaman, sözleşme... | Open Subtitles | عِندما عقَدَ الحاكِم هذا الاتفاق نَصَّ العَقد |
| Sende bu anlaşmayı yapacak güç vardır umarım. | Open Subtitles | أفترض أنّ لديك القدرة لإبرام هذا الاتفاق |
| Ne diye şirketim seninle bu anlaşmayı yapsın ki? | Open Subtitles | فلماذا بحق الله قد توافق شركتي على هذا الاتفاق ؟ |
| bu anlaşmayı bitiririm dediğimde bana inanın. | Open Subtitles | صدقني عندما اقول لك أني سوف اقتل هذا الاتفاق |
| bu anlaşmayı yapabileceğimiz bir sürü şirket var, Bruce. | Open Subtitles | هناك شركات كثيرة نستطيع ابرام هذا الاتفاق معها |
| - Onu asla damgalamayacaktım. Anlaşma böyle değildi. | Open Subtitles | لم أكن لأقدم على ذلك أبداً ليس هذا الاتفاق |
| kralla yaptığım Anlaşma böyle. | Open Subtitles | هذا الاتفاق الذي اتخذته مع الملك |
| Anlaşma böyle değildi. | Open Subtitles | لم يكن هذا الاتفاق |
| Sırf oğlun Carlos düşüp dizini acıttı diye bu anlaşmadan çekilebileceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد بمجرد أن ابنك كارلوس قد سقط و حطم ركبتيه بأنه يمكنك التهرب من هذا الاتفاق ؟ |
| bu anlaşmadan sonra da beni ortak yapacaklar. | Open Subtitles | وبعد هذا الاتفاق جعلوا مني شريكاً |
| bu anlaşmadan ne kadar kazandık? | Open Subtitles | كم سنحصل من هذا الاتفاق ؟ |
| Riskleri biliyorduk, hepimiz. Ama Anlaşma bu değildi. | Open Subtitles | أعي الخطورة، جميعنا نعيها، لكن لم يكن هذا الاتفاق. |
| Anlaşma bu. Yapabilir misin? | Open Subtitles | هذا الاتفاق ، هل يمكنك هذا |
| bu anlaşmanın daha ne kadar süreceğini sanmıştınız? | Open Subtitles | كم من الوقت اعتقدت أن هذا الاتفاق سيستمر ؟ |
| Eğer bu Ojai'yi aile içinde tutmak demekse, ...bu anlaşmanın işe yaradığını görmek isterim. | Open Subtitles | , لو أنه في سبيل ابقاء "أوهاي" في العائلة أود أن أرى انجاح هذا الاتفاق |
| İncil üzerine yemin ederiz ki, Bu anlaşma, aramızda daima kutsal ve bağlayıcı olarak kalacaktır. | Open Subtitles | نقسم بالانجيل المقدس ان هذا الاتفاق سيبقى دوما ملزم و مقدس بالنسبه لنا |
| Hayır değil ama bu anlaşmada bazılarımızın istediğini pek elde edemediğini de görmezden gelemezsin. | Open Subtitles | كلا، ولكن لا يمكنك تجاهل حقيقة أن بعضنا لا يستفيد من هذا الاتفاق جيدا |