| karına bu mektubu göndermem için beni zorladı. | Open Subtitles | لقد أرغمنى على إرسال هذا الخطاب لزوجتك لم أكن أريد ذلك |
| Belki bu mektubu bulmakla çok şey öğrendiniz. | Open Subtitles | ربما لأنك عثرت على هذا الخطاب وتعرفين الكثير |
| Ve Bu mektup 21:30 akşam postası ile gelmiş öyle mi? | Open Subtitles | و هذا الخطاب وصل في بريد الساعة التاسعة و النصف ؟ |
| Bu konuşmayı kim yazdıysa iyi bir espri anlayışı varmış. | Open Subtitles | من الواضح أنّ من كتب هذا الخطاب يتمتّع بحس الفكاهة. |
| O mektubu ben yazdım, ama bahsetmekten korktum. | Open Subtitles | انا لم اكتب هذا الخطاب, ولكنى كنت اخشى ان اذكر هذا, |
| bu mektubun kopyalarını ülkenin her yanına yollayın. Arbor'dan Sur'a kadar. | Open Subtitles | أرسل نسخة من هذا الخطاب لكل العالم من الشجرة وحتى الحائط |
| Dedikodu Bu konuşma metninin önüne geçemez, anladın mı bayan? | Open Subtitles | هاى, هاى, النميمة لن تكتب هذا الخطاب يا أنسة, حسنا؟ |
| Chih-hao, bir kadın sana bu mektubu ...teslim etmemi istedi. | Open Subtitles | هاو شية , سيدة سألتني. لتسليمك هذا الخطاب |
| Ve siz köylüler, Gabbar'dan gelen bu mektubu dinleseniz iyi edersiniz. | Open Subtitles | وأنتم أيها القرويون يجب أن تستمعوا إلي هذا الخطاب من جبار أيضا؟ |
| Nerede olduğunu bilmediğimden bu mektubu Seville'e yolluyorum. | Open Subtitles | بما أنني لا أعرف مكانك فسأرسل هذا الخطاب إلى إشبيلية |
| Ama şimdi farklı. Senden gelen bu mektubu anlamakta zorlanıyorum. | Open Subtitles | ،ولكن الآن، الأمر مختلف لا أفهم هذا الخطاب منك |
| Katil bu mektubu şans eseri buldu ve o sayfada kendisinden söz edildiğini öğrendi. | Open Subtitles | لقد اكتشف القاتل هذا الخطاب بالصدفة, ووجد ان اسمه مكتوب فى هذه الصفحة |
| bu mektubu hazırlamışlar. Bir bakıma sözünü geri alacaksın. | Open Subtitles | لقد أعدوا هذا الخطاب الصغير كنوع من التراجع |
| Bu mektup size bizim dönüşümüzden önce ulaşırsa, sizi sevdiğimizi bilin. | Open Subtitles | ولكن فى حالة وصول هذا الخطاب قبل عودتنا اعلموا أننا نحبكم |
| Bu mektup dosyana konulur ve herhangi bir suç işlemen hâlinde karar verme aşamasında davanı inceleyen hakime sunulur. | Open Subtitles | سيوضع هذا الخطاب فى ملفك و لو أدنت فى مرة بجريمة سيقدم إلى القاضى , وحينها سيقوم أو ستقوم |
| Bu mektup, onun gelip seni görmesini, çünkü Robert'ın uzakta olacağını söylüyor. | Open Subtitles | هذا الخطاب تطلبين منه ان يأتى اليك لرؤيتك حيث ان روبرت سيكون مسافرا |
| Duydum ki babam Bu konuşmayı bir keresinde tüm kiliseye yapmış. | Open Subtitles | سمعتُ والدي و هو يلقي هذا الخطاب ذات مرة للكنيسة بأكملها |
| Bu arada, şu anda dünya üzerinde bir insan var ki umarım Bu konuşmayı izlemiyordur. | TED | بعد الحديث عن هذا، حالياً هناك شخص واحد في العالم أجمع أتمنى بشدة ألا يكون يشاهد هذا الخطاب. |
| O mektubu satın almak, cezayı gerektiren bir suçtu, değil mi? | Open Subtitles | شراء هذا الخطاب كان مخالفة اجرامية, اليس كذلك ؟ |
| bu mektubun, Bayan Crosbie tarafından yazılmış olması sana ne düşündürtüyor? | Open Subtitles | ما الذى جعلك تعتقد ان هذا الخطاب قد كتبته السيدة كروسبى ؟ |
| Naomi'yi severim ama Bu konuşma ben yaşlanmadan bitecek mi? | Open Subtitles | .أناأحبناعومي. لكن هل سينتهي هذا الخطاب وأنا لاأزال شاب؟ |
| Yazması zor bir mektup, bu yüzden kısa tutacam. | Open Subtitles | من الصعوبه أن أكتب هذا الخطاب لذا سأجعله مختصرا |
| Annene Bu mektupla ilgili ne istersen söyle. Sana güveniyorum. | Open Subtitles | "أنا أثق بك لتخبر أمك ما رأيك فى هذا الخطاب |
| Aslında bu mektupta ölü kadının bizimle kendi sesiyle konuşuyor. | Open Subtitles | كذلك, هذا الخطاب , فى الحقيقة, كما لو كانت امرأة ميتة تتكلم بصوتها |
| Bu mektuptan zerrece haberim yoktur. | Open Subtitles | أننى لا أدرى شيئا عن ما فى هذا الخطاب |
| Yani, Bu konuşmanın her bir dakikasında, 25 saatlik YouTube videosunun yüklendiğini düşünmez harika. | TED | أعني، إنه لأمر مدهش أن نفكر أنه في كل دقيقة واحدة من هذا الخطاب ، 25 ساعة سيتم تحميلها في يوتيوب. |