| Bilgin olsun Brunel, şu beyin dalgaları kesildiğinde Bu yatak derhal boşalacak. | Open Subtitles | ، برونيل ، عندما يتوقف الدماغ عن الصراخ . سوف أحتاج هذا السرير بشدة |
| Bu yatak çeyizimin bir parçasıydı Bay Aragon. | Open Subtitles | وكان هذا السرير جزء من بلدي المهر عندما تزوجت السيد أراغون. |
| Üçe kadar saydığımda ayağa kalkacaksın yoksa zorla kaldırırım seni bu yataktan. | Open Subtitles | وستفعلين ذلك قبل أن أعد للثلاثة، و إلا سأجرك خارج هذا السرير. |
| Henüz değil ve sen bu yataktan çıksan iyi olacak. | Open Subtitles | ليس بعد ولهذا السبب عليك الخروج من هذا السرير. |
| Palyaçoları sevdiğini biliyorum o yüzden sana Bu yatağı yaptım. | Open Subtitles | أعرف أنك تحب المهرجين ، ولذلك صنعت لك هذا السرير |
| Annesi ölmüş olsa bile bu yatakta olan o öğleden sonraları hala hafızamda. | Open Subtitles | .علىالرغممنأنوالدتهاماتت. لا تزال ذكريات فترات ما بعد الظهيرة التي حدثت على هذا السرير بحوزتي. |
| Bu yatağın üstündeki bir şeyin tutarı çeyrek milyon dolar ediyor. | Open Subtitles | شيئاً ما على هذا السرير يساوى ربع مليون دولار |
| Tanrım, Bu yatak o kadar rahat ki. | Open Subtitles | يا إلاهى ، إن هذا السرير كان مريحاً للغاية |
| Üstelik Bu yatak misafir odasındaki yataktan çok daha rahat. | Open Subtitles | إضافةً ، أن هذا السرير أكثر راحةً من ذلك الموجود في غرفة الضيوف |
| Bu yatak çok rahat. Bütün gün burda yatabilirim. | Open Subtitles | هذا السرير مريح جداً يمكنني التمدّد هنا طيلة اليوم |
| Benim bütün dairem Bu yatak çerçevesinin içine sığar. | Open Subtitles | أعني، شقّتي بالكامل يمكنها أن تندرج في إطار هذا السرير |
| Bu yatak en son ne zaman böyle kürklerle kaplıydı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكرين آخر مرة هذا السرير غُطّي بالفراء؟ |
| Hayır, diyorum ki Bu yatak köpek yada küçük çocuğun kullanabileceği boyutta. | Open Subtitles | كلا، أنا أقول أن هذا السرير أصغر من أن يستخدمه كلب أو طفل صغير |
| Billy bu yataktan kalkana kadar bekleyebiliriz. | Open Subtitles | لا,يمكن ان يقف هنا حتى ياتي ثانية ننتظر بيلي مايلز ليخرج من هذا السرير |
| Biliyorum. "Bir gün bu yataktan çık ve tekrar yürü." | Open Subtitles | أعلم, مغادرة هذا السرير يوماً ما والمشي مجدداً |
| Tüm yapabildiğim bu yataktan dünyayı gizlice seyretmekti. | Open Subtitles | كلّ ما أستطيع فعله هو أن أتجسس على العالم من هذا السرير. |
| Bu yatağı sadece uyumak, yemek yemek ve belki de çadır kurmak için kullanacağım. | Open Subtitles | سأستعمل هذا السرير فقط للنوم والأكل وربما أصنع عليه حصن صغير |
| Seni burada tutamayacağım. Bu yatağı ihtiyacı olan biri için ayırın. | Open Subtitles | انا ساذهب لاعمل اجراءات خروجك نحن نحتاج هذا السرير لمن يحتاجه فعلا |
| Bu yatağı ben alacağım, çünkü en büyük benim ve ayak bileğim çatlak. | Open Subtitles | سوف اخذ هذا السرير, لانني الاكبر لان كاحلي انكسر |
| Çocuklarım bu yatakta rahme düştüler. Neler gördü geçirdi. | Open Subtitles | تم الحمل بأولادي على هذا السرير يحمل الكثير من التاريخ |
| Bu yatağın kaslı omuzlar için yapılmış olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا السرير ليس مُعدّاً للمناكِب العريضة, |
| O yatakta bir yere yatmak için bana yalvardığını hatırlıyorum. | Open Subtitles | حسنا ، إنني أتذكر كنت رجاني لالحال على هذا السرير. |
| Şu yatağa bak! Bu antikadır, aile yadigarı. | Open Subtitles | حسن، لكن انظر إلى هذا السرير إنه تحفة قديمة، إرث عائلي |