| "Kesinlikle Bu ilaç septik ateşi tedavi etmiyordu..." | Open Subtitles | وكان من الجلي أن هذا العقار لم يكن علاجا لحمى التفسخ، |
| Sadece, Bu ilaç adamım. Hayatım boyunca başıma gelen en güzel şey. | Open Subtitles | إنه فقط هذا العقار يا رجل إنه أفضل شيء حدث لي في حياتي |
| bu ilacı alacak ilk insanlar olacaksınız. | Open Subtitles | ستكونوا أول الناس الذين يأخذون هذا العقار |
| Lütfen dikkatlice dinleyin. Bu hap farelerde zehirli bir etki göstermedi insanlarda da muhtemelen göstermeyecektir. | Open Subtitles | من فضلكم، إستمعوا جيداً هذا العقار لم يثبت بأنه سام على الجرذان |
| Daha önce söylediğim gibi, Bu mülk henüz satış listesine girmedi. | Open Subtitles | والآن كما قلت من قبل, هذا العقار لم يسجّل بعد حتّى |
| Birbirinizi bir zamanlar sevdiyseniz ve ikiniz de bu iksiri alirsaniz birbirinizi tekrar seveceksiniz. | Open Subtitles | لذا اذا كنتم احببتوا بعضا واخذ كلا منكم من هذا العقار سوف تحبوا بعضكم ثانيةً |
| bu ilacın grip komplikasyonlarını azaltacağına yönelik bir umut nedeniyle harcadılar bu parayı. | TED | وقد تم صرف هذا المال على أمل أن هذا العقار سوف يقلص من تبعات الحمى أو الإنفلونزا. |
| bu ilaçla yoksunluk semptomlarından kısa sürede kurtulacaksın. | Open Subtitles | اعتبر هذا العقار كطريقة سريعة لتخطي أعراض الاستشفاء. |
| Bu araziyi yakında kimse almazsa, bu hayvanlar muhtemelen... | Open Subtitles | إن لم يشترى أحد هذا العقار قريباً هذه الحيوانات من المحتمل أنتتعرضلـ ... |
| Bu ilaç, Epstein-Barr virüsüyle bir araya gelince immün yetmezliğe sebep olur. | Open Subtitles | هذا العقار بفيروس الإبستين بار يرتبط بمعظم أمراض نقص المناعة المنتشرة |
| Bu ilaç olaganüstü bir bulus olabilir. Sayisiz yasami kurtarabilir. Niye böyle kasiyor ki? | Open Subtitles | هذا العقار قد يكون ظاهرة إستثنائية، وبوسعه إنقاذ عدد لاحصر له من الناس، فلِم ينتابه هذا التردد؟ |
| Bu ilaç olağanüstü bir buluş olabilir. Sayısız yaşamı kurtarabilir. Niye böyle kasıyor ki? | Open Subtitles | هذا العقار قد يكون ظاهرة إستثنائية، وبوسعه إنقاذ عدد لاحصر له من الناس، فلِم ينتابه هذا التردد؟ |
| Bizim Bu ilaç testinden en fazla kayıpla çıkanı bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | علينا إيجاد من عانى الخسارة الأكبر من عدم الموافقة على هذا العقار. |
| Bu ilaç Başkanı yeni sahibine yani James Moriarty'ye tamamen teslim edecek. | Open Subtitles | مخفي داخل جيب سري تحت إبطها هذا العقار سيجعل الرئيس طوع للغاية لارادة سيده الجديد ومن غيره فقط جيمس موريارتي |
| Bu ilaç örnekteki dönüşümü yavaşlatıyor. | Open Subtitles | . هذا العقار يبطئ التحويل فى العينة |
| bu ilacı belki bir mucize olması amacıyla getirdim. Sadece bizim için. | Open Subtitles | أعدت هذا العقار, إنه يؤدي إلى نتائج مذهله, إنه لنا فقط |
| bu ilacı alan kadınlar, Alfa doğurmayacak. | Open Subtitles | المرأة التي تتناول هذا العقار لن تتمكن من ولادة الأشخاص الألفيين |
| İki adam, bu ilacı gizli tutmak için patlayıcı dolu bir tesiste hayatlarını ortaya koydular. | Open Subtitles | هناك رجلان ضحيا بحياتيهما في مُجمّع يعج بالمتفجرات لإبقاء هذا العقار سراً |
| İnsanlar Bu hap için birbirini öldürüyor. | Open Subtitles | يقتل الناس بعضهم بعضاً في سبيل هذا العقار |
| Bu hap yayıldığında hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. | Open Subtitles | عندما ينتشر هذا العقار لن يبقى شئٌ على حاله |
| Bu mülk iki yıl önce bir milyon pound ediyordu. | Open Subtitles | قبل سنتين، كان سعر هذا العقار مليون باوند |
| ikiniz de bu iksiri alirsaniz ve sen ona gerçekten asikken o sana hiç asik olmamissa, onu hayatin boyunca seversin. | Open Subtitles | لو انكم اخذنم من هذا العقار و انت كنت تحبها وهي لم تكن تحبك |
| Bu nedenle, haklı olarak bu ilacın bir fiyasko olduğunu düşünmüşler ve ilacın ticari üretimi durdurulmuş, ticari üretimi durdurulduğu için de bu deney hiç bir yayında çıkmamış. | TED | حيث وجدو حقيقةً بأن هذا العقار فاشل وتم ايقاف تطويره تجارياً و بسبب توقيف تطويره التجاري، لم يعلن عن هذه التجربة |
| Alışılageldik uygulamaların dışına çıkıp, tüm yayınları okuyup anlamaya çalışırım. bu ilaçla ilgili deneyleri de okudum. | TED | أتمنى أن أجد وقتاً أستطيع أن أقرأ كل شيء وأفهم كل شيء لقد قرأت كل تجارب هذا العقار .. وقد كانت كلها إيجابية وقاموا بها بطريقة صحيحة. |