| bu yabancıyı bulduğumuz için çok şanslıyız. | Open Subtitles | نحن محظوظون بالتأكيد بمقابلة هذا الغريب, أليس كذلك؟ |
| bu yabancıyı nasıl benim kraliyet tahtıma koyarsım? | Open Subtitles | كيف تجرؤ على وضع هذا الغريب على العرش الملكي ؟ |
| Birdenbire bu yabancının nasıl onun babası olduğunu merak eden, kafası allak bullak olmuş küçük çocuktan bahsetmiyorum bile | Open Subtitles | بدون ذكر أن هناك طفل صغير لا يزال يتسائل كيف يكون هذا الغريب فجأه أبي |
| Orada dur bakalım. bu yabancının seninle bir akrabalığı olduğunu nereden bileceğiz? | Open Subtitles | انتظر لحظة كيف لنا أن نعرف بأن هذا الغريب له صلة بك ؟ |
| Bu ucube bütün etlerini iç çamaşırlarıyla hazırlamayı seviyor! Yo, Yo! | Open Subtitles | هذا الغريب يحب تحضير جميع لحومه وهو لابس ملابس الداخلية فقط. |
| O yüzden hadi gidip şu ucubeyi ağzımız ya da götümüz açık yatarken şu şeyleri bize sokmadan önce bulalım. | Open Subtitles | الآن هيا لنجد هذا الغريب قبل أن يجدنا نائمين وافواهنا مفتوحه او مؤخراتنا مكشوفه |
| Bir gün ona şaşkın şaşkın bakan bir yabancı görmüş ve O yabancının Ölüm olduğunu anlamış. | Open Subtitles | يوما ما شاهد غريب ينظر اليه وهو متفاجِئ وعرف التاجر أن هذا الغريب هو الموت |
| Evet, bu kaçık bizi yaklaşık 13,000 dolar içeri soktu. | Open Subtitles | نعم, هذا الغريب كبدنا خسائر بـحوالي 13.000 دولار |
| Bu adam, bu yabancı onun gibi birini öldürdükten altı ay sonra neden kızımın arkasında duruyor? | Open Subtitles | لماذا هذا الغريب يقف خلفَ ابنتي بعدَ ستة أشهر من قتلهِ لواحدة مثلها؟ |
| Alçak, hain çocuk, bu yabancıyı sen getirdin sen ve günahın. | Open Subtitles | حقيرة .طفلة مخادعة. إنه أنت التي أحضرتِ هذا الغريب هنا |
| Ailemiz senin bu yabancıyı koruma kararın yüzünden öldü. | Open Subtitles | قُتلت عائلتنا بسبب قرارك بـ إنقاذ هذا الغريب |
| Yanına oturduğum bu yabancıyı tanımıyorum. | Open Subtitles | لا أعرف هذا الغريب الذي جلست بجانبه |
| Sen bu yabancıyı nasıl boyadığını unuttun mu yoksa? | Open Subtitles | الغرباء ؟ أنسيت كيف لونتِ هذا الغريب ؟ |
| bu yabancının seninle bir akrabalığı olduğunu nereden bileceğiz? | Open Subtitles | كيف يمكن أن نعرف أن هذا الغريب له حتى صلة بك ؟ |
| Binbaşı bu yabancının hayatı, ekibinizin hayatından daha mı önemli? | Open Subtitles | ايها القائد اذن حياة هذا الغريب اكثر اهمية لك من فريقك؟ |
| - bu yabancının kim olduğunu bilmek istiyorum. Neden? | Open Subtitles | -سأرف من هو هذا الغريب |
| En başından beri bu yabancının her tavsiyesine uyduk. | Open Subtitles | . نحن نتبع مقترحاته من هذا الغريب ! |
| Bu ucube kahve konusunda tutkuludur. | Open Subtitles | هذا الغريب شغوف بالقهوه |
| Elinde fırsat varken şu ucubeyi öldürmeliydin. | Open Subtitles | كان عليك أن تقتل هذا الغريب عندما أتيحت لك الفرصة |
| O yabancının bacağına sarılmış kızına bakıyordum. | Open Subtitles | كنت انظر إلى ابنتك تطوّق ساق هذا الغريب بيدها... |
| O yabancının kim olduğunu merak ediyorum. | Open Subtitles | أتسأل من يكون هذا الغريب |
| - Kim bu kaçık? | Open Subtitles | من هذا الغريب الأطوار؟ |
| Ve fibula kemiklerim olmadan, ayaklarım dönük, birkaç tırnak şu ayakta, birkaç tane de bu ayakta doğduğum için kötü haberi aileme veren kişi de bu yabancı kişi olmuştu. | TED | ولأنني ولدت من دون عظام الرجل السفلى وكان لدي قلة من الأصابع في كلتى الرجلين فكان يجب على هذا الغريب أن يحمل الخبر السيء لوالديّ |