| Bu filmde de Iraklı bir kadının öldürüldüğü bir sahne var. | TED | في هذا الفيلم , هناك مشهد حيث إمرأة عراقية تقتل . |
| Ve Bu filmde orada ne olduğunu düşüneceğimizi görebiliriz: uçan daireler ve uzaylılar. | TED | ونرى في هذا الفيلم ما نظن بأنه يعيش في الفضاء: الصحون الطائرة والكائنات الفضائية. |
| Bu filme esin kaynağı olan bu umuttur. | Open Subtitles | كـان الدافع وراء هذا الفيلم والأمل في القـائمين بـه |
| "The Muppet Movie"nin yapım yılı. O filme bayılıyorum. | Open Subtitles | وعرض فيلم المابيت شو، أنا أحب هذا الفيلم |
| Çünkü hepsi boka dönerse bu filmi yapamazlar değil mi? | Open Subtitles | لانهم اذا تاذوا لن يستطيعوا صنع هذا الفيلم صحيح ؟ |
| O film Joe'yu Nazi olarak gösteriyor ve öyle de. | Open Subtitles | في هذا الفيلم بدا ان جو عميل نازي وهو كذلك |
| bu film 1962 yılında Venice Film Festivalinde iki ödül aldı. | Open Subtitles | هذا الفيلم حصل على جائزتين في مهرجان البندقية السينمائي عام 1962. |
| bu filmden desteğimi çekmeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | لدي فكرة جيدة بأن أقوم بسحب تمويلي من هذا الفيلم |
| Dolayısıyla Bu filmde, bir roman yazarının düş gücüne gereksinim duyulmamıştır. | Open Subtitles | لذلك ، ليس هناك حاجة فى هذا الفيلم لمساعدة مخيلة كاتب خيالى |
| Bu filmde "günaydın" diyen bir karakter var! | Open Subtitles | هناك شخصية في هذا الفيلم تقول صباح الخير |
| Söylesene Pete. Bu filmde hissen mi var? | Open Subtitles | قل لى بييت , هل لك حصه من دخل هذا الفيلم ؟ |
| Bu filmde yalnızca 48 kişiyi öldürdük. | Open Subtitles | ونقتل في هذا الفيلم عدداً أقل من الناس، قتلنا في هذا الفيلم فقط 48 شخصاً، بينما قتلنا في الفيلم الأخير 119 شخصاً |
| Her şey Bu filme bağlı. | Open Subtitles | اسمي يتوقف على هذا الفيلم ولو فشلت سأعود هيوستن خائب الرجاء |
| Bu filme göre Matthew Ross bu adamlardan biriydi, | Open Subtitles | حسب هذا الفيلم ماثيو روس كان احد هؤلاء القوم المعلّمون |
| Ursula Nyquist ile arkadaş oldum ve o Bu filme ve görkemli sahnesine çok güveniyor, ki o sahne kesildi. | Open Subtitles | لقد أصبحت صديقة أورسولا نايكويست وهي تضع آمالاً كبيره على هذا الفيلم ومشهدها الأكبر أقتطع من الفيلم |
| Yemek okulundan bir arkadaşım O filme yemek servisi yapmıştı. | Open Subtitles | صديقة لي من مدرسة الطهيّ قامت بعمل خدمة طهيّ لطاقم هذا الفيلم |
| Parktaki O filme katılmak için plan yapmıştık. O nasıl? | Open Subtitles | لقد خططنا أن نكون معا فى هذا الفيلم بالبارك |
| Sen oturup bu tip konuşan adamlar olan bu filmi izleyeceksin herhalde. | Open Subtitles | ..هل ستظلين هنا ، وتشاهدين هذا الفيلم مع هؤلاء الذين يتكلمون هكذا؟ |
| Yani, bu filmi izleyen tüm Siyah Amerikalılar sinema salonlarını terk edecek. | Open Subtitles | هذا يعني أن كل أمريكي أفريقي يشاهد هذا الفيلم حالياً سيغادر المسرح |
| O film kend imi suçlu hissettirdi bana. | Open Subtitles | فسوف تخبريهم كل شيء هذا الفيلم يجعلني أشعر بالذنب |
| bu film, Kaptan Pierce Oliver Kidd Jr.'ın anısına adanmıştır. | Open Subtitles | هذا الفيلم تم انتاجة خصيصاً لذكرى الكابتن بيرس اوليفر كيد |
| İlk iş, ismimi bu filmden çıkarttırmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | لأوّل مرّة، أخطط لإخراج اسمي من هذا الفيلم |
| Belki de bilinçaltımda bu filmin onları üzeceğini hep biliyordum. | Open Subtitles | ربّما في قرارة نفسي كنتُ أعلم كم سيجرحهم هذا الفيلم |
| bir film izlemiştim. 12 defa falan, her defasında mutlu sonla bitti. | Open Subtitles | لقد شاهدت هذا الفيلم أكثر من 12 مرة ودائما ينتهي بنهاية جيدة |
| Bir şeyler bozuldu.'' Benim için de aynıydı. o filmi çok seviyorum. | TED | كذلك كان الأمر بالنسبة لي، أحب هذا الفيلم. |