| Ve bu kaderden kaçmak için en ufak bir umut varsa, kaçarım diye düşünüyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أني سأقبل حتى بأضعف فرصة للهروب من هذا المصير كنتُ سآخذه |
| Eğer bu kaderden korunmak isterseniz, onu yok etmeme izin vermeniz gerek. | Open Subtitles | لو أردتم أن تتفادوا هذا المصير يجب أن تسمحوا لي بتدميره |
| Seni bu kadere getiren Tanrı değil, Dante. | Open Subtitles | ليس الرب هو من أحضرك إلى هذا المصير يا دانتي |
| Seni bu kadere mahkûm edenler de öyle. | Open Subtitles | و لا الرجال الذين وضعوك في هذا المصير |
| Beni buna zorladıysa da artık biliyorum ki bu kaderi hak etmedi. | Open Subtitles | مع أنه تطاول على ولكني أعرف الآن إنه لم يستحق هذا المصير |
| Birisi sahtekâr ise atalarımızın ile , bu kaderi ihsan . | Open Subtitles | لو كان أحد غير صادق مع أسلافنا سوف يلاقون هذا المصير |
| Eğer geleneğe uyarsak burada ki insanlar sevdiklerinin kader tarafından alındığına inanacaklar. | Open Subtitles | إذا إتبعنا العادات فالناس هنا سوف يتذكرون أن أحباوهم سيلقون هذا المصير |
| Babasının gaddarlığı ona bu sonu hazırladı. | Open Subtitles | لقد جلب له إستبداد أبيه هذا المصير |
| Sanki kaderim olmuş gibiydi. | Open Subtitles | تعلم، من مثل هذا المصير. |
| Bir fırsatın çıkıp oğlumu da bu kaderden azat etmesini umuyorum sadece. | Open Subtitles | آمل أن يأتي شيء لتحرير إبني من هذا المصير |
| Bir de bu kaderden kaçabileceğini sandın. | Open Subtitles | ظننتَ أنّ بإمكانك الإفلات مِنْ هذا المصير |
| Benim için önceden belirlenen bu kaderden kurtulmak için bu gerekiyorsa olsun o zaman. | Open Subtitles | حسنٌ ... إنْ كان ذلكَ ما يتطلبه الخروج من هذا المصير الذي قُرر لأجلي فليكن |
| Ama bu kaderden nasıl sakınacağınıza dair size bir örnek göstereceğim. | Open Subtitles | لكن... ... سوف أريكم مثالا كيف تتجنبون هذا المصير. |
| Seni bu kadere mahkûm edenler de öyle. | Open Subtitles | و لا الرجال الذين وضعوك في هذا المصير |
| - Kızının beni bu kadere mahkum etmesinin tek iyi tarafı. | Open Subtitles | {\pos(190,200)}إنّه الجانب المشرق الوحيد في إرسال ابنتك لي إلى هذا المصير |
| Sınavları geçmek ve bu kaderi engellemek için 60 dakikan var. | Open Subtitles | لديك 60 دقيقة لإكمال إمتحانك وتفادي هذا المصير |
| Ama bu kaderi tek bir hamleyle değiştirebiliriz. | Open Subtitles | لكن يمكننا عكس هذا المصير بخطوة واحدة بسيطة |
| Kardeşin bu kaderi paylaşmamak için yalvardı. | Open Subtitles | أخيكِ توسل الى لتجنيبة هذا المصير |
| Yani, bu zalim kader ona tekrar oyun oynayacak. | Open Subtitles | إذاً هي ستلاقي هذا المصير القاسي مرة أخرى. |
| Bence kader bize bir şey söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | اعتقد ان هذا المصير يحاول ان يقول لنا شيئا |
| Babasının gaddarlığı ona bu sonu hazırladı. | Open Subtitles | لقد جلب له إستبداد أبيه هذا المصير |
| Sanki kaderim olmuş gibiydi. | Open Subtitles | تعلم، من مثل هذا المصير. |