| Bu telefon tek ipucumuz. Ben dönene kadar kaybetmemeye çalış. | Open Subtitles | هذا الهاتف دليلنا الوحيد حاول ألا تفقده قبل أن أعود |
| Kayıt cihazınızın heyecan verici Bu telefon numarası, değil mi? | Open Subtitles | رقم هذا الهاتف مُسجل على هاتفك أمر مُثير، أليس كذلك؟ |
| Seni tekrar bizi dinlerken yakalarsam o telefonu odandan alırım. | Open Subtitles | ,وإذا امسكت بكِ تتنصتين مجدداً فسأخرج هذا الهاتف من غرفتك |
| Şimdi sana ihtiyacım var herhangi biri bu telefonu keşfetmeden satış anlaşması yapalım. | Open Subtitles | الأن أنا أحتاجك لوضع اتفاقية شراء قبل وصول أي شخص آخرإلى هذا الهاتف. |
| Bu telefonun arama kaydında... | Open Subtitles | الإتصالات التي طُلِبت من هذا الهاتف تحتوي على |
| şu telefonu al, Bay Bu Binayı Yöneten Adam'ı ara. | Open Subtitles | .. إلتقطى هذا الهاتف .. وأتصلي بمن يدير هذا المبنى |
| Bu odadan bıktım, bu havadan bıktım ve bu telefondan da bıktım! | Open Subtitles | فاض بي الكيل من هذه الغرفة ومن هذا الحر ومن هذا الهاتف |
| Bu telefon üç saniye daha geç çalsaydı, duymayacaktım bile. | Open Subtitles | إذا رن هذا الهاتف بعد ثلاث ثوانى كأنى لم أسمعه |
| Afedersiniz bayım, bir araba kazası oldu. Bu telefon kurbanın yanında bulundu. | Open Subtitles | مُتأسّفةٌ يا سيّدي، لقد كان هُنالك حادث، هذا الهاتف وُجِد بجانب الضحيّة. |
| Bu telefon video kaydediyor, bir klip yapabiliriz. | Open Subtitles | هذا الهاتف يمكنه تصوير الفديو يمكننا تصوير فيلم |
| Beni aradığın Bu telefon kimin peki? | Open Subtitles | حسنا ، من هو صاحب هذا الهاتف الذي تحادثينني منه ؟ |
| - o telefonu kulağına götür. | Open Subtitles | ضع هذا الهاتف على أذنك ,دعها ترى انك رجل |
| o telefonu daha yeni almıştım. Kamerası da vardı. | Open Subtitles | لقد حصلت على هذا الهاتف للتو به كاميرا أيضاً |
| o telefonu tanıdığımdan bile emin değilim aslında. | Open Subtitles | أتعلمين ؟ لقد كنت واثق أنني أعرف هذا الهاتف |
| Bilmeni istiyorum ki bu, bu telefonu kullandığım son sefer. | Open Subtitles | اريدك أن تعلم أنها أخر مرة سأستخدم بها هذا الهاتف |
| Ìyi haberi hemen ver. bu telefonu kullanabilirsin. | Open Subtitles | اخبرها بالأخبار الجيدة بإمكانك إستخدام هذا الهاتف |
| bu telefonu kaldıracağız ve ahbabın Yüzbaşı Reed'i arayacağız. | Open Subtitles | نحن سنلتقط هذا الهاتف وندعو النقيب ريد رفيقك |
| Peki, Bu telefonun konuşma kaydını çıkardık. | Open Subtitles | حسناً، لقد بحثنا عن المكالمات على هذا الهاتف. |
| Dinle, Bu telefonun nasıl eline geçtiğini bana söylemelisin. | Open Subtitles | اسمعي، يجب عليكِ أن تخبريني كيف حصلتِ على هذا الهاتف ؟ |
| On adam ve silah bulup, hayat sigortası yaptırıp şu telefonu kıçına sokmaya mı çalışayım? | Open Subtitles | أحضر 10 أشخاص مسلحين وأخذ وثيقة تأمين عن حياة وأحاول أن أحشر هذا الهاتف في مؤخرتك؟ |
| Sana Tanrı'nın adıyla emrediyorum cennetteki meleklerin adına sana emrediyorum defol bu telefondan. | Open Subtitles | أنا آمرك بإسم الله بأسماء كل ملائكته السماوية لتختفي من هذا الهاتف الخلوي |
| Özür dilerim. Bir telefon bekliyorum da. Bu telefona ihtiyacım var. | Open Subtitles | اعذرني لكن انتظر مكالمة احتاج هذا الهاتف |
| Ben oraya gelene kadar O telefon çaldığı anda açsan iyi edersin yoksa kafanı o bok çukuruna gömerim. | Open Subtitles | ما بين الآن و بين عودتى هذا الهاتف سيرن من الأفضل أن تلتقطه أو سيكون لدىّ كومتان من القذارة |
| Bu telefonda, sırlar, resimler ve bütün dünyanı başına yıkacak skandallar var. | Open Subtitles | في هذا الهاتف لدي أسرار وصور وفضائح قادرة على قلب حياتك بأكملها |
| Bu Cep telefonu, şoförlük hizmetlerine ihtiyacım olursa seni arayabileyim diye. | Open Subtitles | خذ هذا الهاتف الخلوي كي أتصل بك حين أحتاج لخدماتك بالقيادة |
| Telefon bir cinayetle bağlantılı diyorsun. Benim hiçbir şeyden haberim yok. | Open Subtitles | تخبرني أن هذا الهاتف مرتبط بجريمة قتل لا أعرف أي شيء عن ذلك |
| Şimdi telefonu bu konuşmadan sonra yakmam gerek ve yenisini de alamayacağım. | Open Subtitles | لا بد لي من حرق هذا الهاتف بعد هذه المكالمة ولن احصل على واحد آخر جديد |