| Bu 10 dakika önce doğmuş bir bebek ve yaşıyor ama zar zor. | TED | هذا طفل ولد منذ 10 دقائق، وهو على قيد الحياة، كن لفترة قصيرة. |
| Bu uyuyan bir bebek ve burnunun altına temiz bir cam çubuk yerleştirdik. | TED | إذن هذا طفل نائم، وتحت أنفه، وضعنا قضيبا زجاجيا نظيفا. |
| İşte üç haftalık bir bebek. | TED | هذا طفل في الثلاثة أسابيع من العمر. |
| Bu bebek için hayatımı riske atmayacağım. | Open Subtitles | لن أخاطر بحياتي من أجل هذا طفل |
| Oh, aman Tanrım. Bu bebek. | Open Subtitles | يا الهي, هذا طفل |
| Sanırım bu Micheal denen çocukla ilgili. büyük ihtimalle onunla yine karşılaşacağım. | Open Subtitles | أنقذت حياة هذا طفل الحياة، (مايكل)، لذا من المحتمل أني سأقابله ثانية |
| Evet, çok güzel bir bebek var orda. Senin mi? | Open Subtitles | أجل ، إذاً هذا طفل جميل ، هل هو لك ؟ |
| Ama burada hakkında konuştuğumuz şey bir bebek. | Open Subtitles | لكن هذا طفل الذي نتحدث عنه هنا |
| Haftalar önce ultrason çektirdin baktın ve "Çok sağlıklı bir bebek" dedin. | Open Subtitles | قبل أسابيع مضت ، أنت قمتِ بعمل فحص بالموجات فوق الصوتيّة أنتِ نظرتِ للحالة و قلتِ " هذا طفل بصحّة جيّدة " |
| Haftalar önce ultrason çektirdin baktın ve "Çok sağlıklı bir bebek" dedin. | Open Subtitles | قبل أسابيع مضت ، أنت قمتِ بعمل فحص بالموجات فوق الصوتيّة أنتِ نظرتِ للحالة و قلتِ " هذا طفل بصحّة جيّدة " |
| Çok güzel bir bebek. Böyle güzel bir bebeğiniz olduğu için şanslısınız. | Open Subtitles | هذا طفل جميل، إنكم محظوظون به |
| Bu büyük bir bebek, Judy. | Open Subtitles | هذا طفل كبير يا جودي |
| Bu çok özel bir bebek. | Open Subtitles | هذا طفل خاص للغاية |
| Bu bebek Amerika'nın bebeği. | Open Subtitles | هذا طفل أمريكا |
| Mike denen çocukla. İrlandalı. İrlanda'nın köyünden gibi. | Open Subtitles | هذا طفل مايك هو من إيرلنده |