| Çünkü o zaman doğru dozda vermiştin. Okuyabiliyor musun? | Open Subtitles | هذا لأنه تم اعطائه الجرعه الصحيحه، هل تستسطيعين القراءه؟ |
| Çünkü o karides değil, Frank. Jumbo karides o. | Open Subtitles | حسناً، هذا لأنه ليس روبيان فرانك هذا قمبري |
| Bu hoşuma gidiyor Çünkü bu bizim tasarımımıza, üretimimize ve hatta dağıtımımıza meydan okuyor. | TED | ويعجبني هذا لأنه يتحدى طريقة تصميمنا للأشياء، وبناءها وربما طريقة توزيعها. |
| - Çünkü benimkiler de o sıra başladı. | Open Subtitles | هذا لأنه نفس الوقت التي ظهرت فيه قدراتي أيضاً |
| Çünkü öyle bir örgüt yok seni gerizekalı. | Open Subtitles | هذا لأنه لا توجد منظمة بهذا الاسم أيها الأحمق. |
| Carter, sınavlarında çok iyi bir derece aldı da ondan. | Open Subtitles | حسنًا، هذا لأنه أحرز درجات مثالية في اختبارات القبول |
| Tehlikeli olduğu için öyle. Hayatımda tehlike yaşamadım. | Open Subtitles | أحب هذا لأنه خطير وأنا لم أتعرض للخطر فى حياتى |
| Hepiniz, kocam olduğu için bunu yaptığımı düşünüyorsunuz. Yanılıyorsunuz. | Open Subtitles | ربما تعتقدون أنني أفعل هذا لأنه زوجي أنتم غلطانين |
| Çünkü o daha bana vuramadan ben vurduğum için yok. | Open Subtitles | هذا لأنه لا توجد واحدة لأنى اكتسحته قبل ان يسدد لكمة |
| Çünkü o zaman yanında zamanını yöneten "Yılın Annesi" yoktu! | Open Subtitles | هذا لأنه لم يكن لديك الأم المثالية تنظم وقتك |
| Çünkü o sizin aranızda yaşamıyor. | Open Subtitles | هذا لأنه ليس ببديل، وليس الهوية رقم أربعةٍ وعشرين |
| Çünkü o gerçekti. Gösterinin bir parçası değildi. | Open Subtitles | هذا لأنه كان حقيقياً وليس جزءاً من العرض |
| Çünkü o normal bir savaşçı. Eğitimli biri değil. | Open Subtitles | هذا لأنه يقاتل بالفطرة وليس متدرباً |
| Bunu arkanda bırakmalısın, tamam mı? Çünkü o kadar güzel bir şey ki. | Open Subtitles | لكن عليك نسيان هذا لأنه سيكون افضل |
| Ama bu ne zaman olacak bilmiyorum, Çünkü bu aşamada, önde olan bir aday göremiyorum. | Open Subtitles | , لكنني لا أعرف موعد هذا , لأنه إلى الآن لا أرى أحد ذا كفاءة لذلك |
| Çünkü bu şehirde her zaman kurtulurlar. | Open Subtitles | يظن أنه يمكنه أن يفلت من هذا لأنه وفي هذه المدينة يمكنهم دائما الإفلات |
| Öğretmenim, lütfen. Çünkü bu isteğimini söyleyebilcek başka kimsem yok. | Open Subtitles | معلم , أرجوك , هذا لأنه ليس لدي أحد لأطلب منه هذا المعروف , غيرك |
| - Onu bir muhbir olarak düşünemiyorum. - Çünkü değil. | Open Subtitles | لا أصدق أنه مُخبر هذا لأنه ليس مُخبراً |
| - Çünkü Eric ölmeden önce o çantayı sakladı. | Open Subtitles | هذا لأنه قبل وفاته أخفى الحقيبة |
| Çünkü öyle olmak zorunda. O erotik kitap. | Open Subtitles | هذا لأنه من المفترض عليه ذلك إنه بذيء |
| Birileri gelip onları akvaryuma koymuyor da ondan. Baksana. Biraz keşfe ne dersin? | Open Subtitles | هذا لأنه لا أحد يأتي ويضعهم في علبة هل تريد الاستكشاف ؟ |
| Hiç kimse buraya gelip suratımıza silah doğrultacak kadar deli olmadığı için öyle. | Open Subtitles | هذا لأنه لا أحد مجنون بما فيه الكفاية ليأتي هنا ويجلب الفوضى من هذا القبيل |
| Bu galakside daha büyük bir tehlike olduğu için bunu bilmeye hakkınız olduğunu düşündü. | Open Subtitles | فعلت هذا لأنه ثمة خطر أكبر في المجرة.. اعتقدت أنكم تستحقون أن تعرفوا بأمره |
| Daha büyüyememelerinin Sebebi, kan kaynaklarının olmaması. Dolayısıyla yeterince oksijen veya besin gelmiyor. | TED | و لا يمكن أن تزيد في الحجم عن هذا لأنه لا يصلها إمدادات دموية, فلا تصلها كمية كافية من الأكسجبن أو المغذيات. |
| Kağıdı taklit etmek parayı taklit etmekten daha zor diye böyle yapıyorlar. | Open Subtitles | يفعلون هذا لأنه صعب جداً تزوير الورق أكثر من الطباعة |